kestaneci değilim ben şairim
soluk kâğıtlara soluk veririm
bu ne kestaneciyi küçümsemek
ne de büyümsemek kendimi
neysek oyuz demek istiyorum
yani kimse kendine yontamaz kimseyi
bilmem anlatabiliyor muyum
sen benden düşünebildiğince ırak ol
istersem getirir koyarım gözlerini
gök gürültüleriyle bir haziran sonu yağmurunda
penceremin önüne
ben şairim kızım
sen bana ne bakıyorsun
ben sana bakmıyorum ki dedi
hassiktir dedim
ve devam ettim şiirime
bugün gerçekleşmeyen buluşmamızın
onbirinci günü devriyesi
duygularımla devriye geziyorum
kolay değil seni başka bir adama devrediyorum
ben artık yorum yapmıyorum
biliyorsun
ne diyordum
ha evet seni seviyorum
[I. Orospu (Putania, İspanyolca)
Orospular bir ağızdan karmakarışık şarkı söylüyorlar.
"-Biliyor musun? Unutamıyorum onu. Kendisi kantar idaresinde çalışırdı, beni güldürmek için şeyiyle beni kaldırırdı. Kıçıyla da, osurarak şarkı söylerdi. Üzerimden indikten sonra."
-Kim bilir belki de içine tükürmenin acısı geçsin diyedir.
Başka bir kadın;
- "Dedi gibi geldi bana"
- "Amcıklar vergi ödemezler canikom"]
BIRAKIN, YIKAYIM KENDİMİ DE GENÇLERE YOL OLSUN!
Kilidi açmak! Siktiğimin! Sulu sik! Sikindirik!
(Kınaçiçeği de bando şefini oynuyor.)
Ayasofya önünde çatılmış bir darağacı sabah erkenden.
Bir Cankurtaran İlkokulu sınıf öğretmenleriyle birlikte, belki 4.sınıftı, belki de 5.sınıf, Yurttaşlık bilgisi uygulaması için üç ayağın önündeydik.
Yavrukurtlar da kepleriyle en öndeydiler. "-Hişt itiş kakış yok! Hadi bakayım!"
Nedense kalemtraşlar, iletkeler, gönyeler ve yuvarlak silgiler de yanlarına alınmıştı.
-Silgiler, silerken silinirler de, biliyor musun? Aman dikkat et!
şövalye boğayım sevmem böyle konuksever
nevresimler
oportünist yorganlarınız yorgun
sevmem böyle şıpınişi argın vesikalık birleşmeler
hele hele göstermeci
kamu oyu çiçekleri
biliyorlar ki gönlüm astronot ara gazlar veriyorlar
alaittin'in lâmbası denli umarsızken
oramdan tutmayın özümü
çekiniz kurutma kâadı bakışlarınızı üstümüzden
yeterince mürekkep içildi hokka ağızlarınızdan
sen şunu bilmiyorsun salak mart ayı
hiç mürekkep sevmem
sevgi mavisi bir kurşun kalemim
siz osuruk bir kalemtıraşsınız madam
çakımız var bursa işi
en permatik günler sizin olsun