Artık büyük adamı yalnızlığa ittikten sonra, ona ne yaptığımı unuttun. Hemen yeni bir saçmalık konuştun, yeni bir alçaklık yaptın, onu tekrar derinden yaraladın. Sen unutursun. Ama büyük insanın özelliğindendir unutmamak, kin gütmemek, ama senin niçin böyle bayağı davrandığını anlamaya çalışmak. Bu da senin için yabancı, biliyorum. Ama inan bana: İstersen, yüz kez, bin kez, milyon kez acı ver, onulmaz yaralar aç, yaptığın adi kötülüğün ardından o an ne yaptığını bilmesen de, büyük insan, yaptığın kötülüklerin vicdan azabını senin yerine çeker, bunlar büyük şeyler olduğu için değil, tersine küçüklükler olduğu için. Kavramak istiyor, hangi içgüdüler seni dürtüyor, seni hayal kırıklığına uğratınca, eşini karalamaya, kötü niyetli komşunun hoşuna gitmiyor diye, çocuğuna eziyet etmeye, arkadaşını aldatmaya, iyi yürekliyle alay edip onu sömürmeye, kamçı karşısında iki büklüm olmaya, verilen yerde almaya, talep edilen yerde vermeye, ama sevgiyle verilen yerde hiç vermemeye; düşene ya da düşmek üzere olana bir tekme de sen vurmaya; doğrunun söyleneceği yerde yalan söylemeye ve yalanı değil de doğruyu kovuşturmaya. Sen kendini hep kovuşturanların safında buluyorsun, küçük adam.