Günler, aylar sonsuzluğun yolcularıdır; birbirine karışan yıllar deseniz hakeza. Bir kayığın üzerinde ömrünü tüketen kayıkçının da, atın üzerinde yaşlanan seyisin de her günü bir yolculuktur. Geçmişte niceleri vardır ki bu yolculuk sı- rasında beklenmedik bir anda son nefesini verip göçmüştür bu dünyadan...
Her şey alışkanlığa bağlı. Romalı kadınları aklınıza getirin; gladyatörlerin başları ayaklarının altına düştüğü zaman onların kılları kıpırdıyor muydu?
Suçsuz olduğu halde, toplumda daha aşağılara düşürülen bir adamın sonunda suçlu olmasına şaşmamalısınız; bizi, bir durumdan ötekine geçerken hep bir yüz karası bekleyecekse elbette suçlu olmayı zincirlere yeğe tutacağız.
Canilerin ruhlarında da bazı namus çizgileri vardır. Erdemin insanların gözünde değeri büyüktür, en bozulmuş kimseler bile hayatlarında bir erdem gösterisinde bulunmak için binlerce fırsat arar.
Yasalar kumarı önleme gücünden yoksun, tersine kumar oynanmasına izin veriyor.... Oyunda bir adamın başka bir adamı soyup soğana çevir mesine izin verilmesin, ama kumar yoluyla bu mümkün oluyorsa, bu suç (ben buna da suç derim) hiçbir yasayla cezalandırılmıyorsa, biz de aynı adamı ormanda gezinirken üstüne çullanıp soyunca cezalandırılmamalıyız, yöntemler ve biçimler aynı olduktan sonra sonuçlar da aynı sayılmamalı mı? Palais Royal'de sizi soyan bir bankerle Boulogne ormanında karşınıza dikilip kesenizi isteyen Tranche Montagne arasında büyük bir fark olduğunu mu sanıyorsunuz siz? İkisi de aynı şeydir madam, aralarında bulabileceğimiz tek somut ayrım şu: Banker sizi hileleriyle, haydut ise cesaretiyle soymuştur.
İki şey; saçlarından bir bukle kesip bana vereceksin, bir de her ay bir mektup yazacaksın, hiç değilse mutlu olup olmadığını bildireceksin... Ben de avnur dururum, mutluysan...
Hani hep benim olacağınızı söyler, yeminler ederdiniz, işte o günleri... Hazzın dakikaları ne kadar da çabuk geçti, kelebekler kim bilir ne kadar uzun sürecek! Tanrım! Böyle bir terk edilişi hak edecek ne yaptım ben? Siz söyleyin matmazel, ne yaptım size ben? Nasıl feda ettiniz bu aşkı? Sizi benim sevgilimden çekip alan şu korkunç herif benden daha büyük bir aşk mı sundu size?
İnsan yalnız mezarda sükûna kavuşabilir; yeryüzünde ise kendi benzerlerinin kötülüğü, tutkularının dağınıklığı, daha önemlisi, yazgının uğursuzluğu ile doyasıya fırsat bulamaz buna.