"Tanıdıklarımız, sevdiklerimiz vardır ki ayrı bulunduğumuz zamanlarda sık sık düşünürüz; iftirâkın sevgimizi büyüttüğünü duyarız. İlk görüşeceğimiz gün içinde nadide tahassüsler hayal ederiz. Fakat vaktâ ki kavuşma zamanı gelir. Onlar yabancı bir tavır ile, lakayt bir bakışla bizi karşılarlar. Anlarsınız ki sizi onlara yakınlaştıran firkat onları sizden uzaklaştırmıştır. Şimdi ayrı bulunduğunuz zamanlardan çok daha birbirinize uzaksınız."
"Asıl bahtiyar, bir ömür boyunca hasretini çektiği şeye kavuşan değil, ona erişeceğini anladığı anda, saadetinin en yüksek noktasında bir 'Ah!' diyerek düşüp ölebilendir."
"Zaten işkence nedir? İrademiz ve kafamız bizi küçülecek bir iş yapmadıkça, işkence sade bir fizyoloji meselesidir. ... Ama ruhumuzu kamçılattırmamak elimizdedir."
"Onlara hiçbir zaman kızamıyor, onlardan nefret etmiyor, sadece zavallılıklarına, daha doğrusu insanlığın bu kadar tiksinecek hale gelmesine acıyordum."
"... bu zavallıları dinledikçe, hallerine baktıkça, uğrunda savaştığım hakikatlere daha çok inaniyor, ahmaklığın, geriliğin ve namussuzluğun bir gün nasıl olsa yenileceğine daha çok güveniyordum."
"Burası bizim elimize geçti mi ki? Merak etme, milletin eline bir şey geçmedi; ovalar, dağlar üç beş fırsat düşkününün elinde toplandı... İşte o kadar..."