Nazım Hikmet Ran
Nazım Hikmet'in Aziz Hatırasına Dünya tarihinin belki de en kanlı yüzyılının başında doğdu. Dönemin koşullarına göre oldukça varlıklı ve eğitimli sayılabilecek bir aileden geldi. “Üç yaşımda Halep’te paşa torunluğu ettim” der Otobiyagrafisinde. Paşazadeydi aslında burjuva karşıtı olmasına rağmen. Ancak çok kızardı kendisine “Paşazade” diye
Elden ele uzatalım lütfen
TBMM Kütüphanesi acikerisim.tbmm.gov.tr/xmlui/handle/11543 Milli Saraylar Kütüphanesi acikerisim.tbmm.gov.tr/xmlui/handle/11... Yazma Eserler Kurumu'nun transkripsiyon, tıpkıbasım ve yayınları ekitap.yek.gov.tr Tebriz'den (İran) Hasan Bey Hadi'nin Turuz sitesinde taranmış halde binlerce kitap var. Özellikle dil
Reklam
+Türkiye Diyanet Vakfı'nın hazırlattığı İslam Ansiklopedisi, son dönemlerde Türkiye'de başarılmış en büyük telif çalışmalarından birisidir; belki de en önde gelenidir, çok kıymetli bir eserdir. İslam Ansiklopedisi'nin tamamına şu linkten erişebilirsiniz: islamansiklopedisi.info Duke Üniversitesi Kütüphanesi'ndeki Osmanlıca 216
İstanbul Üniversitesi'nde öğrenci olduğum sıralar, okul duvarında bir ilan gördüm: "Avrupa'ya talebe yollanacaktır. " Allah Allah, dedim! Ülke yıkık dökük, her yer virane, Lozan yeni imzalanmış, bu durumda Avrupa'ya talebe... Lüks gibi gelen bir şey... Ama bir şansımı denemek istedim. 150 kişi içinden 11 kişi seçilmişiz. Benim ismimin yanına Atatürk, "Berlin Üniversitesi'ne gitsin." diye yazmış. ...Vakit geldi, Sirkeci Garı 'ndayım; ama kafam çok karışık. Gitsem mi, kalsam mı? Beni orada unuturlar mı? Para yollarlar mı? Tam gitmemeye karar verdiğim, geri döndüğüm sırada bir posta müvezzi ismimi çağırdı. "Mahmut Sadi! Mahmut Sadi! Bir telgrafın var." "Benim" dedim. Telgrafi açtım, aynen şunlar yazıyordu: "Sizleri bir kıvılcım olarak yolluyorum, alevler olarak geri dönmelisiniz." İmza Mustafa Kemal Okuyunca düşündüklerimden olağanüstü utandım. "Şimdi gel de gitme, git de çalışma, dön de bu ülke için canını verme." dedim. "Düşünün 1923'te o kadar işinin arasında 11 öğrencinin nerde, ne zaman, ne hissettiğini sezebilen, ona göre telgraf çeken bir liderin önderliğinde bu ülke için can verilmez mi?" Çok başarılı oldum. Ülkeme alev olarak döndüm. Önce Istanbul Üniversitesi Genel ve Beşeri Fizyoloji Enstitüsü'nü kurdum. Kürsü başkanı oldum. Daha sonra ülkemin başbakanlığını yaptım. Ben kim miyim? Ben sadece iki satırlık bir telgrafın yarattığı bilim adamıyım.. ORDİNARYÜS PROFESÖR Dr. SADİ IRMAK
1. Kuşak
Sizlerle bazen Berlin'i paylaşıyorum.. Almanya'nın en büyük şehri 4 milyon nüfusu var ve düşünebiliyor musunuz 1965'te 70 arası köylerden gelen babalarımız ki benim babam da Ankara'nın bir köyünden geldi buraya.. Ankara'yı görmeden İstanbul'u görmeden direkt Berlin'e geliyor, bunun nasıl bir Kültür şoku kültür çatışması olduğunu düşünebiliyor musunuz?? İzlenimlerimde bir de şu var. Babalarımız gelmiş oldukları köyden kasabadan bazıları şehirlerden ama geldikleri yerdeki kültürü oldukları gibi korumuşlar ve 2. 3. kuşak olan bizlere vermişler. İnanın bana bizim Avrupalı diye Almancı diye Gurbetçi diye isimlendirdiğimiz gençlerimiz anne ve babalarının geldikleri yıllardaki kasaba ve köylerin kültür seviyelerinde kalmışlar. Üniversite okumuşlar iyi bir eğitim almışlar. Hatta üst düzey yönetici olmuşlar ama kültürel olarak babalarının ve annelerinin geldikleri zamandaki kültürü korumuşlar.. Ben bunlara dahil bir 2. kuşak olarak sayılıyorum.. 1965 ve 2015
Paris güzel bir salon, Londra güzel bir park, Berlin güzel bir kışla, ama İstanbul güzel bir şehir.
Zülfü Livaneli
Zülfü Livaneli
Reklam
219 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.