"Burjuva solcu kendisini devletle özdeşleştirip, "Biz azınlıklara neler yaptık," diye hayıflanıp özür dilerken devletin başındakiler de şehrin beş yüz yıl önceki fethini kutlama aczinde. İkisinde de milliyetçiliğin daniskası. Tarih taksimetrelerini Türklere açıyorlar. İstanbul, taksi şoförünün, "Ermeniyim," diyen yolcusuna, "Estağfurullah," dediği bir şehir. Sanki Türkler gelmeden bu şehir yaşamamış. Şiiri, şarkısı, acısı var. Dünya tarihinin en büyük kıyımlarından biri 1182 İstanbul'unda. Vicdan şıklığımızla uyuşmadığından unutuldu gitti. Rumlar, imparatorluğun ticaret ulaşımını üstlenen şehrin Latin nüfusunu katletmiş. Hastanelere saldırmış, evleri, kiliseleri, vakıfları yağmalamış, Katolik kardinalinin kafasını kesip bir köpeğin kuyruğuna bağlamış, sonra hayvanı sokaklarda kovalamışlar. Katlettikleri Venedik, Cenova ve Pisa kökenli atmış bin kişiden arta kalan Dört bin kişi Türklere köle olarak satılmış. İstanbul öksüz. işine geldiğinde herkesin kardeş, işine gelmediğinde herkesin piç olduğu şehir. Delacroix gibi ressamlar Osmanlı'nın 1453 saldırısının dehşetini resmederken Hristiyanların Dördüncü Haçlı Seferi'ni, Ayasofya'yı, şehrin sakinlerini katleden vahşetini görmezden gelirler. İstanbul unutmaz."
Kendisine söylenenleri son derecede rahat bir dinleyiş tarzı vardı. Bununla beraber araya garip bir mesafe koymasını da biliyordu. Bu mesafe, yalnız yaptığı işlerden veya mevkiinden gelmiyordu, Mustafa Kemal'liğinden geliyordu.
Sayfa 45
Reklam
Mütareke yıllarında Ermeni meselesi dolayısıyla Erzurum'a gelmiş olan Amerikan heyetine o zamanın Belediye Reisi Zâkir Beyin verdiği cevabı kim hatırlamaz? Tercümana: "- Dilmaç, bana bak, bu beyler uzun boylu anlatıyorlar. Ben kısa bir misalle Erzurum'da ekseriyet kimlerde idi, Generale anlatayım." diyerek heyeti oturdukları evin penceresine götürmüş, "- Bakın, demiş, şurada bütün şehri saran bir taşlık var. Onun da ortasında yirmide biri kadar duvarla çevrilmiş bir yer var. O büyük taşlık Müslüman mezarlığı, o küçüğü de Ermeni mezarlığıdır: bunlar kendi ölülerini yemediler ya!" Erzurum'da Türklerin daima ezici bir çokluk hâlinde yaşadıkları bin türlü şekilde gösterilebilirdi. Zâkir Beyin hazır cevaplılığı bunların en kısasını, itiraza yer bırakmayanını bulmuştu.
Sayfa 40
Yemen Türküsü ile ona benzer türküler, Anadolu’nun iç romanını yaparlar.
Yalnız Mustafa Kemal kendi lejander hayatına devam ediyordu. Not: Lejander. Destansı, efsanevi
Sayfa 16
Şehrin aktüalitesi birazda bu yeni binalarla Mustafa Kemal'in hayatıydı.
Sayfa 15
Reklam
1.000 öğeden 981 ile 990 arasındakiler gösteriliyor.