Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Beşiktaş'a sekiz gol atan Liverpool gibi acımamışsın be İzgi.
Irak ve Suriye'yi inşa etmek için uğraşanlar, bazıları binlerce yıllık geçmişe dayanan gerçek tarihi, coğrafi ve kültürel mirasları kullandılar. Saddam Hüseyin, Abbasi halifeliğinin ve Babil İmparatorluğu'nun miraslarını kullandı, hatta en gözde zırhlı birliklerinden birinin adını Hammurabi Birliği koymuştu, ama bu Irak ulusunu eski bir topluluk yapmaya yetmiyordu. Dolabımda iki yıldır duran un, yağ ve şekeri kullanarak pasta yapmam, pastanın da iki yıllık olduğu anlamına gelmez. Geçtiğimiz on yıllarda ulusal topluluklar giderek birbirini tanımayan ama aynı tüketim alışkanlıkları ve ilgilerine sahip, bu yüzden kendilerini aynı topluluğun üyesi olarak hisseden ve tanımlayan tüketici topluluk- ları tarafından kuşatılıyor. Bu durum kulağa garip geliyor ama etrafımız böyle örneklerle dolu. Örneğin Madonna hayranları bir tüketici kabilesidir. Kendilerini büyük ölçüde Madonna konserlerinin biletleri, CD'ler, posterler, tişörtler, cep telefonu zil melodileri satın alarak tanımlarlar, yani alışverişle. Beşiktaş taraftarları, vejetaryenler ve çevreciler de bu duruma verilebilecek örneklerdir. Onlar da her şeyden önce tükettikleri şeyle tanımlanırlar, kimliklerinin temeli budur. Alman bir vejetaryen, et yiyen bir Almandansa Fransız bir vejetaryenle evlenmeyi tercih edebilir.
Reklam
... bir gün Dolma Bahçe Sarayı'nda bakarlar ki Atatürk yok, herkesi müthiş bir telâş alır. Onu bulmak için bütün İstanbul'u ararlar. En sonunda onu Beşiktaş'ta, Dolmabahçe'ye yürüme mesafesinde bir meyhaneye oturmuş, halkla rakı içip şarkı söylerken bulurlar. Sonrasında birden meyhanenin kapısı açılır; kapıda İstanbul Valisi, İstanbul Emniyet Müdürü görünür. Atatürk bakar, "Benimkiler geldi çocuklar, beni alıp götürecekler, kusura bakmayın," diyerek oradan ayrılır.
ABBAS Haydi Abbas, vakit tamam; Akşam diyordun işte oldu akşam. Kur bakalım çilingir soframızı; Dinsin artık bu kalp ağrısı, Şu ağacın gölgesinde olsun; Tam kenarında havuzun. Aya haber sal çıksın bu gece; Görünsün şöyle gönlümce. Bas kırbacı sihirli seccadeye, Göster hükmettiğini mesafeye Ve zamana. Katıp tozu dumana, Var git, Böyle ferman etti Cahit, Al getir ilk sevgiliyi Beşiktaş'tan; Yaşamak istiyorum gençliğimi yeni baştan.
Unutmak mı? insan nasıl unutur sevdiğini dede? ben daha Beşiktaş'ın 92-93 sezonu kadrosunu bile unutmamışken, bu kızı nasıl unuturum?
Derdi olmayan otursun Beşiktaş maçını izlesin
Reklam
Bu şehirde doğmuşum, ötesini bilmem Beşiktaş'ta büyümüşüm iki büklüm/vapurlarda sürünmüşüm boynuma, civanım, kokusunu sürmüş sirkli kızlar ve bir de kız kulesi eh işte, gençlik hevesi yılları örekelerde örümceklendirmişim..
ZÜLFİKAR Yenecek olsak Beşiktaş'ı tutmazdık zaten... Onu da geçtim, bu dünyaya biz yenilmek için doğmuşuz...
Bilen varsa yazabilir miiii?
Arkadaşlar selam; Üsküdar, Beşiktaş, Ortaköy taraflarında güzel kitaplar satan kitapçı bilen var mı? Çok acele geldiğim için kitaplarımı getiremedim kitap almam lazım yoksa çatlicam
Reklam
Boğaz bana daima zevkimizin, duygumuzun büyük düğümlerinden biri gibi gelmiştir. Öyle ki, onun bizde külçelenmiş mânasını çözdüğümüz zaman büyük hakikatlerimizden birini bulacağız sanmışımdır. Bu bir hayal olabilir. Birçok güzellikler insana kâinatın eşi veya eşiti oldukları vehmini verirler. Onlarla karşılaştığımız zaman bizde büyük, kendi
Sayfa 176Kitabı okudu
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.