Peyami Safa neden huysuzdu?
Peyami'nin mektep ve mahalle arkadaşı olan Elif Naci, onun çocukluğunda yaşadığı hastalıklar ve çektiği yoksulluk yüzünden alıngan ve huysuz bir insan haline geldiğini söyleyerek sağ kolunda ortaya çıkan ve sadece kendisinin değil, bütün çevresinin hayatını karabasana çeviren hastalıktan şöyle söz etmektedir: "Yedi yıl kolunda dinmeyen bir ağrı , işleyen bir yara... Doktorların koydukları teşhis: Sağ kol mafsalında arthrite tuberculeuse. Ha bu gün ha yarın o kol kesilecekti ( ... ) Hastane dönüşlerinde ilaç kokularıyla bana gelir, dertleşirdi . Bütün tıp deyimleri ile hastalığın, hoyrat doktorların o gün ne dediklerini en ince ayrıntılarıyla anlatırdı; karşılıklı ağlaşırdık sabahlara kadar"
Sayfa 50 - Ötüken NeşriyatKitabı okudu
Kendisine merhamet gösterilmesinden ve teselli edilmekten nefret eden ve bazan basit bir söz veya nükteden bile değişik anlamlar çıkaran genç bir adam: "Her bedbaht gibi ben de bu basit nüktede bile bir merhametten, bir teselliden şüphe ettim: Kendi kendime güvenimi o kadar kaybetmiştim "
Sayfa 50 - Ötüken NeşriyatKitabı okudu
Reklam
Çok güzel bir tarif..
Gustav Mahler, "Gelenek küllere tapınmak deģil, ateşi canlı tutmaktır." demişti.
Sayfa 271 - KapıKitabı okudu
Stalin'in ülkesi Nazım'ın cehennemi olmuş
Türk komünistlerinin "mavi gözlü dev"i bu gerçekleri öğrendikten sonra, bir gün Resul Rıza'ya samimi itiraflarda bulunmuş, "Kardeşim," demişti, "buranın hürriyetindense, Türkiye'nin hapishanelerinde yine on beş yıl yatmaya razıyım."
Sayfa 326 - KapıKitabı okudu
Türkçü Nazım Hikmet
Türk dilinin ve tarihinin ortak kaynaklarını araştırmak kesinlikle yasaktı. Fakat Nâzım Hikmet doğrusu cesurdu; Bakû'de en yüksek kürsülerden "Ben Türk'üm, siz de Türk'sünüz! Dilimiz bir, geleneklerimiz bir, milletimiz kardeştir!" demekten çekinmiyordu. Anar, Nâzım'ın bu cesur çıkışlarından söz ederken, "O yıllarda Nâzım Türkiye için nasıl komünizmin sembolü ise, Azerbaycan için de Türkiye'nin, Türklüğün, Türk kardeşliğinin ve dil birliğimizin sembolüydü. Azerbaycan halkı ve Azeri aydınları onu sırf bu anlamda kavrıyor, karşılıyor ve bağrına basıyordu. Resul Rıza'nın Nâzım'a sevgisini de, onun için yazdığı şiirleri de sadece bu bakımdan değerlendirmek gerekir." diyor.
Sayfa 327 - KapıKitabı okudu
Peyami'ye göre 'bohem' ne demektir;
Peyami'ye göre, peşine köhne beden arabası takılı azgın ruh atını akşamdan gece yarılarına ve bazan gece yarılarından sabahlara kadar taştan taşa çarpa çarpa sürmenin tadına sürememiş olanların bohemin tam manasını içlerine sindirmeleri zordur; ''Mekan içinde sınır tanımayarak enginleri kuşatmak için kabını çatlatmak isteyen ruhla vücut arasındaki savaşın destanı bohem demektir.''
Sayfa 139 - Ötüken NeşriyatKitabı okudu
Reklam
Geri199
1,000 öğeden 991 ile 1,000 arasındakiler gösteriliyor.