Bir adım atsa kendisini yutacağını bildiği bir karanlığın eşiğinde, duvarları dış dünyaya kapalı bir bahçede, bir akşam gülünü koklar gibi yaşıyordu.
Asıl dava; derin bir şekilde yaşamak ve kendi kendisini gerçekleştirmek, ölümlü hayata şahsi bir çeşni vermekti.
...niçin beste yapıldığı hakkındaki suali daha kolay cevaplandırabiliriz:
Neslin idamesi için tabiat nasıl kadını görevlendirmişse maddi doğum yanında manevî doğum da sanatkâr için «vâcip» olmuştur. Çocuğunu dünyaya getiren bir kadınla eserini meydana getiren sanatkâr ara- sında vazife noktasından hiçbir fark yoktur. Hattâ her ikisi de aynı güçlüklerle mücadele etmiş ve sonunda aynı doğum sancılarını çekmişlerdir. Ne var ki kadının fâni bir varlık meydana getirmesine mukabil, sanatkâra ebedi güneş gibi parlayacak ölmez bir eser meydana getirmek şansı tanınmıştır. Bu ebediyet fikri fâni sanatkâra en büyük teselliyi veren bir «gizli sevinç» şeklinde tezahür eder.
Sayfa 19
Hayat kimsenin etrafında dönmez, herkesle beraber yürür.
Sayfa 158Kitabı okuyor
Attila İlhan "O mahur beste çalar Müjgan'la ben ağlaşırız" derken hepimiz Müjgan'ı bir kadın sandık.
Oysa ağlaşacak kimsesi yoktu
ve müjgan sadece kirpik demekti...
Bugüne Mahsus.
youtu.be/OrCx5wW94m0
Vivaldi’nin bu parçasını ne zaman dinlesem, tarif edilemez derinlikte bir huzur hissederim. Bu huzurun ardından boğazımdaki düğüm sihir olabileceğini düşündürecek bir zariflikle çözülür,
içime sevinç dolar. Sonra aşık olmak isterim. Evet, bu parçayı ne zaman dinlesem karşı konulamaz bir aşık olma arzusu kaplar
Zehirlenip öldürülüyorsunuz!
Gizli zehir, mısır şurubu!
Marketlerde içeriğinde, glikoz, tatlandırıcı yada mısır şurubu yazan her paket ürününden kaçının.
Hepsi bundan yapılıyor.
Maliyeti şekerin beşte biri olduğu için şeker yerine bunu kullanıyorlar.
Orta vadede şeker hastalığı, uzun vadede kanserin baş müşebbibidir.
(Normalde kanser hücrelerinin tetikleyicisi ve besini şekerdir ama mısır şurubu 10 kez daha çok besler ve daha çok tetikler)
Sahte ballar da bundan yapılıyor zaten.
Beni iyi dinle Hero, cilveleşme, evlilik ve pişmanlık İskoç dansına benzer. Bir adım ileri beş adım geri. Cilveleşme bölümü kıvrak, sıcak ve tempoludur. Düğün ağır aksak, aheste beste, usule uygun. Üçüncü bölümde sen pişman o pişman, sallan yuvarlan, beller bükülmüş, bacaklar titrek, mezarı boylayıncaya dek.
Sayfa 21 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Kitap unutulmaya razıdır fakat kadın razı olmaz.
Ne gariptir ki kuzey güney savaşında güneyliler kölelik yanlısıydılar.
Birleşik devletler anayasası Philadelphia’da yazılınca kölelik de, elbette yasal addedildi ve en kıran kırana müzakere temsilciler meclisindeki koltukların eyaletler arasında ayrılması konusunda cereyan etti. Bu koltukların ülkenin nüfusuna göre tahsis edilmesi gerekiyordu ama güney eyaletlerinin temsilcileri kölelerin de sayılmasını istedi. Kuzeyliler itiraz ettiler.Temsilciler Meclisinin koltuklarının paylaştırılmasında bir kölenin özgür bir kişinin beşte üçü olarak sayılması üzerinde anlaşıldı.
