Bestegül her sabah yaptığı için o günde okula gitmek için evden çıkıp metroya bindi fakat işler hiçte istediği gibi gitmedi. Metroda bulunan on üç kişiyle aynı hikayeyi paylaşacağını bilemezdi ta ki son durakta mahsur kalana kadar. Bu on dört kişinin enkaz altında mücadele etmeleri gereken şeyler vardı. Açlık, susuzluk, özlem, kader, hüzün ve ölüm...
Herbiri kurtarılmayı dört gözle beklerken aralarından birinin ölümü gerçekleri yüzlerine tokat gibi çarpmıştı. Bu ilk ölüm değildi ve son da olmayacaktı.
Bu enkazdan bir kişi mi kurtulacaktı yoksa hepsi mi kurtulacaktı? Kitapta bunun cevabını arayarak okuyorsunuz. Ben kitabın sonunu önceden biliyordum fakat yine de öyle olmayacakmış gibi kafamda lanse edip okumaya devam ettim ve sonunda hüngür hüngür ağladım :(
Kitapta anlamamız gereken çok güzel hayat dersleri var aslında. Zamanın kısa olduğunu, yapmadığımız ve yapmak istediklerimiz ne varsa onu ertelemeden yapmamız ve sevdiklerimizin kıymetini her zaman bilmemiz gerektiği çok iyi işlenmiş. Kitabı okuduktan sonra insana bir farkındalık geliyor. Hayat bu kadar kısayken neden istediğimiz şeyleri yapmıyoruz? İçinizden neler geliyorsa onları yapın ve kesinlikle ertelemeyin. Hepimiz mutlu olmayı hak ediyoruz
Herkesin öve öve bitiremedigi o kitap.
Kitap bir Wattpad kitabı ve bir grup gencin metroda mahsur kalışını anlatıyor. Bol ağlamalı bir kitapti gerçekten çok hüzünlü yerler vardı.
Bazı ölümler bana saçma geldi ama onun dışında perfect bir kitapti okuduğum en iyi Wattpad kitaplarindan birisi.
bestegul ve oguzun aşkı beni benden aldı.
"Şarkı oğuz için bitti fakat ikimizde dans etmeyi bıraktık"...
Kitabı hiç sevemedim ve karakterlere asla ısınamadım. Yazım tipini de sevmedim. Keşke içinde küfür olmasaydı, belki kitaba farklı bir şekilde bakabilirdim. Arkadaşım beni okumam için yalvardı ve zorladı. Onun sayesinde okudum kitabı ama beğenmedim. Mantık hataları var kitapta. Yazar herhalde bazı şeyleri "kader işte" diyerek okuyup geçmemizi bekledi sanırım, ama yapamadım. Benim tarzım değildi. Beğenmedim.Benim için zaman kaybıydı.
SPOİLER
Ana karakter olan bestegül keşke kitap sonunda ölseydi. Daha çok hayatta kalmasına üzüldüm diyebilirim.
#BESTEGÜLOĞUZ'UHAKETMEDİ#
"Birbirimizi o kadar aradık ama bir metroda, ölüme giderken bulduk. Ne acı değil mi?"
Bu cümle kitabın özeti işte. Bestegül bir sabah dershaneye gitmek için evden çıkıyor ve yaşanan bir deprem sonrası bindiği metroda (tesadüfe bak) aynı okuldan olduğu 13 kişiyle birlikte mahsur kalıyor. Tesadüfe bak o 13 kişinin içinde platonik sevdiği ve onu seven çocuk da var. Şunu söylemeliyim ki bu tarz kurgularda biraz da mantığa uygunluğa önem veririm. İstanbul gibi bir şehirde bir metroda sadece 14 kişinin kalması ve hepsinin de birbirini tanıma olasılığı benim mantığıma uymuyor açıkçası.
Romanlarda bir konu bulunur ve kurgu o konunun etrafında yaşanan olaylarla şekillenir. Tamam yazarımızın bulduğu konu gerçekten ilgi çekici ama konuyu işleyişi o kadar sıkıcı ki... Ve bahsettiğim konu etrafında yaşanan olaylar da gerçekten saçma ve sıkıcı, sanki sadece yazılmak için yazılmış gibi. Dili çok basit ama bildiğimiz anlatımı basit olan romanlardan değil, gerçekten basit. Çocuk kitaplarıyla karşılaştırılabilecek derecede basit. Bana kalırsa bu kitap sadece zaman kaybı.
"Her kalp atışının bir hikayesi vardır" demiş yazarımız bu kitapta.~
Aslında bence bu kitapta her an başımıza herşeyin gelebileceğini anlatıyor ne demişler "Hayat, plan yaparken başımıza gelenlerdir..." Bestegül nerden bilebilirdi dershaneye gitmek için çıktığı o eve gece geri dönemeyeceğini... Sadece Bestegül değil onla beraber 13 kişi daha o yeraltında öyle çaresiz bir şekilde bekleyeceklerini bilemezdi...
"- Eyvallah
- Eyvallah bizden"
Bu konuşma şekli nedir ya Allah aşkına? Nerdeyse her sayfada bu konuşma vardı.
Büyük umutlarla başlamıştım bu kitaba. Konusunu gerçekten çok sevdim ama şu yukarıdaki konuşmaya benzer o kadar çok cümle vardı ki gına geldi. Bestegül'ü çok sevdim ama sürekli eyvallah demesini, erkeksi konuşmalarını ve bir türlü susmayan saçma sapan iç sesini hiç sevmedim. Tam konudayken kızın iç sesi araya girdikçe sabır çektim. Oğuz karakterini sevdim diğerleri de kendince iyiydi. Onun dışında Melodi karakterini çok sevmiştim ama sondaki yaptığı iğrenç hatayı keşke yapmasaydı. Kitabın mutlu sonla bitmesini isterdim madem tek kişi kurtulacak diğerleri ölecek o kurtulan kişi de ölseydi tam olsaydı.