Ruhunda fırtınalar, kasırgalar esen vatan aşkı ile tutuşan idealist bir genç olan Şehsuvar Sami iki zor tercih arasinda secim yapmak zorunda kalir...Ya vatani kurtarmak yani vatan icin ölmek ,öldürmek yada sevdigi kiz kaybetmek veya kazanmak o tercihini birinciden yana kullaniyor.. Yani vatan fedaisi ve tetikcisi olmayi seçer. 20 yil siyasetin icinde kalip umduğunu bulamama ,herşeyin hayallerindeki gibi basit olmadığını, sonra hayal kirikliklari ,pismanliklar onun sonucundan eski sevgilisini bir türlü unutamamasi ve bir sürü buhranli günlerin üst üste getirdiği bunalımlar ve o bunalımların üstesinden gelecek gücü kendinden bulamama ve onun sonucunda intihar ve hazin bir son... Ahh Şehsuvar Sami senin acini yüreğimde hissetmedim desem yalan olur..
Ve son sözü sevdigi kızın önsözü ile bitirmek istiyorum “Hepimiz öleceğiz, herkes ölür. Bazen rüzgârda savurulacak hatıralar kalır geriye, bazen de unutulmaz eserler. Elinizdeki bu roman, bir zamanlar çok sevdiğim bir adam tarafından kaleme alındı. Delice bir aşka, görkemli bir ideale, kaybedilmiş bir vatana adanmış, fırtınalı bir hayattı onunkisi. Doğru muydu bilmiyorum ama büyük bir samimiyetle yaşanmıştı, işte o hayattan sadece bu satırlar kaldı geriye... Tortusu genzi yakan bir roman... ”