Home
Search
What to Read?
Sign In
Sign Up
Shopping
Explore
Books
Authors
Readers
1000Kitap Android ApplicationFREE – Download from Google Play
1000Kitap iOS ApplicationFREE – Get it from App Store
©2024 · 1000Kitap Web Application · 2.37.6
Pardon sanırım ön yargılı davranmışım biraz
Ufak Bi düzeltme...
Yarım bırakmıştım sonradan merak ettim ve 40. Sayfadan devam ettim.. Tabi yaa. Kitap Azrail tarafından anlatılmış yani 3 şahıs tarafından anlatan kişi Azrail. Ve ayrı yeten ilerleyen sayfalarda anladım ve şuan okumaya devam ediyorum ama anlatıldığı gibi yinede başka Bi iş için ara verdiğimde kitaba geri dönme isteğim merakım o kadar fazla değil. İlk incelememi aşağıya bırakıyorum:
Abiii! Bak Bi okuduğum cümleyi 56 kere okudum. Hele ilk 20 30 sayfalarda noluyoz dedim. Çok anlamsız karman çorman betim kirliliği mevcut. Yorumları okuyup Almanya Hitler vs. Anlatıldığını bilmeseydim hala boş boş okuyacaktım. Bunun neresine aşık olmuş bu millet anlamadım. Ya benim kafam çok geri millet aşırı zeki ve ufuklu yada ben ayrı Bi dünyanın insanı felan fıstığım...
Betim Deryası
İlk defa Sait Faik'i okudum ve anlaşamadık sanırım. Hikayelerinde çok fazla betimleme gözlemlediğim için veya kendimden bir şeyler bulamadığım için tarzı bir türlü begenemedim. Büyük Usta'nin emeğine saygım sonsuz fakat bir daha şans vermem sanırım.
Hikayemizin sonuna geldik
Evettt geldik son kitaba. Öncelikle dramatik bir şekilde adrienin aslında iyi biri olduğunu öğrenmiştim açıkçası hala kötü taraflari var ama lia için yaptıkları sanırım tatlıydı Rus mafya kitaplarını aşırı sevmediğimi bu kitap sayesinde farkettim ama ne yarın bir kitapta sevebilirim o yüzden ucu açık bırakıyorum lianin yaptığı fedakarlık çok büyüktü. Ailesini ve kökenlerini öğrenmişti final güzel tatlı ve sıcaktı lucanin ölümüne üzüldüm bir noktada var olan ailesini korumaya çalışsa da ailesi bir hata yapmıştı ve luca bunu düzeltmek yerine devam ettirip herşeyi beter etmisti onun dışında kitapta artık kişilikleri ve benlikleri belirlenmis yeni zamandan devam etmek iyi gelmişti ama açıkçası lianin bu olaylardan sonra daha ne bileyim garip olmasını beklerken adrien için uğraşması bu kadar zaman yaşadıklarını sadece daha özgür olduğumu hissetdim ve öyle olacagim demesi benim için pek hoş bir betim değildi. Sokaklarda yaşamıştı ve hayatını öğrendikten sonra daha farklı şeyler yapmasını beklerdim. Yinede bu seri bitti adrien uslanmaz bir aşıktı lia ise bu aşka sevincle atlayan bir balık diyeceğim son şey bu
Derindekiler "Dönüşüm" 3.kitap yorum
Spoiler içerir.
İlk kitapta da söylediğim gibi yetersizlik var.
Yazar da sevdiğim tek özellik bulunduğu mekanı,tarihi yapıları ,gezilebilecek restoranları, koyları çok güzel anlatıyor.Orada olmak istiyorsunuz ama kitabın konusu ile alakası yok.
Ben 3 kitaba başladığımda çok güzel bir kurgu bekliyordum.Dedim ki herhalde 3. kitap full aksiyon full Kaos bir şeyler olacak ve okurken çok keyif alacağım. dedim Ama tabii ki öyle olmadı.Serinin başından beri olan öğrenciler Belgin, Barış ,Cansel, Murat ,Ahu, Sezgin bunların konuyla, hikayeyle hiçbir bağlantıları veya karakter gelişimi yoktu.bu kişilerden sadece Belgin ve barış birazcık konuya dahil oldular Onun dışında bir sürü isim kalabalığı vardı sonrasında Timur betim öğrencisine aşık olduğu için yakaladığı mutasyonlu Deniz canlısını Güzinle takas etti Sonra kızı Yaşatmaya çalıştılar. (Takas sonrasında kızın üzerinde deneyler yapıldığını ve deniz canlısına benzediğini ,karaya uyumu için) Sonrasında Timur Betim herkesin hayatta kalması için bu yaratıkları üreten topluluğa katıldı ve kitap bu şekilde bitti.Bir kitaplık Kısa roman 3 kitaba niye bölünmüş anlamdım.Beni tatmin etmedi ama Emeğe saygı olarak daha fazla bir şey söylemek istemiyorum.
Eser, Anton Çehov'un farklı dönemlerde kaleme aldığı öykülerinden oluşuyor. Çehov'u tanıyan okurlar bilir ki yazarımız hayatının bir dönemini derin bir yoksulluk içinde geçirmiş ve öğrencilik yıllarında "Çehonte" takma adı ile para kazanmak için öyküler yazmıştır. Çehov, bu öykülerinin çoğunun niteliksiz olduğunu ve kendi eserleri içinde sayılmaması gerektiğini söylese de günümüzde bu öyküler de toplu öyküler içinde veriliyor. Bu yüzden çoğu derleme öykü kitaplarında kalite bakımından bir dalgalanma görülüyor.
Öykülerin konusu genel olarak insan ilişkileri, aşk, hayal kırıklığı, toplumun karmaşıklığı gibi temalar üzerine kurulu. Elbette keyifli, klasik Çehov tarzı anlatımı da es geçmemek gerekir. (Sıradan insanların hayatlarına odaklanırken tam kararında betim ve ayrıntılar, nokta atışı karakter analizleri)
Gogol'ün tatlı anlatım tarzı olmasaydı sanırım en sevdiğim yazar Çehov olurdu. Onun insan doğasının karmaşıklığını anlama yeteneği incelikli anlatımı yeteneği ile birleşince beni benden alıyor. Yalnız bu eser üzerinden değil, genel olarak Çehov'un karakter analizleri ve insan psikolojisine olan hakimiyeti gerçekten çok etkileyici.
Dili bu kadar sade ve gereksiz ayrıntıdan uzak kullanırken öyküyü bu kadar canlı ve hayal edilebilir anlatmak da yine yazarın en etkilendiğim özelliklerinden biri.
Kitaptaki bazı öyküler, hikaye başlamadan bitmiş gibi hissettirse de bunların sayıca azlığı yüzünden bu öyküler gözüme çok batmıyor. Kısaca "Çehov ve öykü"... Övmek için başka bir söze ihtiyaç yok aslında.
Derindekiler "Yem"
Serinin İkinci kitabı ile devam etmek istiyorum incelememi Spoiler ve spoilersız olarak ikiye böleceğim.
İkinci kitap,ilk kitaba göre daha iyiydi Çünkü sürekli aksiyon ve gelişme vardı ve beni içine çekti.
Yazarımız ilk kitaptaki gibi bulunduğu bölgeyi betimlemeyi bırakıp olayları anlatmaya başlamış olması güzeldi gençlik hikayesi olması bakımından diyaloglar fazla çocukça geldi yani 11-12 yaşlarındaki çocukların diyalogları gibiydi. Bunun dışında kitaba pozitif yaklaşacağım.
Şİmdi spoilerlı kısıma geçebiliriz.
Timur betim'in Üniversiteye ilk geldiğinde sürekli duyduğu karşı fakültenin bu canlıyı yaratmasını öğreniyoruz.
Ilk kitaptan sonra 2 kitapta mutasyon yaratığın peşine düşmeleri ve onu bir şekilde yakalamaları ve bunu kabullenmeleri güzeldi. sonrasında Timur betimin yaratıkla nasıl baş edeceğini Dekanla ve Egemen Kaner ile paylaşıp bir sonuç alamayınca mutasyona uğramış yaratığı diğer fakülteye vermek istedi. Bir takas karşılığında( ilk kitapta Güzin isimli öğrencisinden hoşlandığını etkilendiğini biliyordum) Güzini istedi.Güzin yaratığı yakaladıkları gece suyun içindeydi ve saldırıya uğradı. karşı fakültede olduğunu biliyordu ve yaratıkla Güzini takas etmek istedi.Evinde, Güzinin de mutasyona uğramış solungaçları olan bir insan olduğunu öğrenip hikayeyi bitirmiş oluyoruz. Bütün serilerin mutasyona uğramış yaratığı bulmak Olup sonrasında hiç tanımadığı kızla takas etmesi biraz garibime gitse de hikayeyi farklı yön de ilerletti.
Derindekiler "Şüphe" incelemem
Merhaba arkadaşlar Kasım ayının ilk bitirdiğim kitabıyla başlamak istiyorum.Kitabı bitirmem 2 günümü aldı ama bunu saat diliminde söylersem eğer 4 saat diyebilirim. Kitabın türü Genç-bilim kurgu. Türkiye'de geçiyor ve okuması keyifliydi. Akıcı,yalın ve bizden diyebilirim.Hikayemiz Alaçatı'da, Dalyan'da yani Antalya civarında geçiyor. Üniversite okumak için gelen birkaç gencin başına gelen olaylar çerçevesinde ilerliyor. Kitabımızın baş kahramanı olan Belginin sahil kıyısında yüzerken bir varlığın ona çarpması ile başlıyor. Sonrasında orada tanıştığı diğer arkadaşlarıyla bu konu hakkında tartışıyorlar.Öğrencilerin kalmış olduğu yazlık villalar,küçüklüğünden tanıdığı Asu ve orada tanıştığı Cansel ile birlikte kalıyor.Karşı evlerinde de Murat, Asu'nun flörtü, Murat'la birlikte de Barış ve Sezgin kalıyorlar. Belgin yaşadığı durumu arkadaşlarına anlatıyor sonrasında Barış'ın bu konuyla çok ilgilenmesiyle olayların perdesi aralanmaya başlıyor.Bu sırada üniversitelerine İstanbul'dan gelen hocaları Timur Betim dahil oluyor. Hocaları ile birlikte bu gizemli varlığın ne olduğunu bulmaya çalışıyorlar. Spoiler vermeden konusundan bu şekilde bahsedebildim. Kitap da hoşlanmadığım tek nokta kurgunun yeterli olarak yansıtılamaması, yazarın kaleminin birazcık yetersiz kalması diyebilirim.
❝Acı böyle çalışır işte. Tek bildiği yalan söylemektir!
Oysa sevgi...
Sevgi sana karanlığın içinde yalnız olmadığını hatırlatır devamlı.
─ ⊹ ⊱ ♡ ⊰ ⊹ ─
Sevginin gücünü duygusal bir betim ve dokunaklı bir yorum ile çizmiş, harika bir hikâyeydi bu manga...
Kitaplığınızda olmasına değer.
Güzel bir aşk romanı, yüce tutkuların betim diyarı, kelimelerim anlatmaya yetmez. 7 gün boyunca kitabın içinde yaşadım. Kah ağladım kah güldüm enfes bir tat bıraktı ardından.
Bitmedi , bitmedi
Çok güzel bir konusu vardı. Kütüphaneler ve seviyelere göre kara büyü kitapları. Bunlar yerli geldiğinde en büyük düşmana dönüşebiliyorlar. İşte muhafızlar da bellerine taktıkları tuz topları ve demirlerle -ki demir iblislerin etkisiz hale gelmesi için gerekli- bu kitaplara karşı koymak için eğitiliyor. İşte kızımız Elisabeth de bunlardan biri olmak için yıllarca kütüphanede yaşamiş. Her neyse... Konu böyle başlıyyor. Çok iyi ve çok güzeldi, eşsizdi. Tavsiye ederim laaaakiiin kitap bitmek bilmiyor. Sabah akşam okudum, yattım kalktım okudum, sağa döndüm okudum, sola döndüm okudum. Durmaksızın okudıum. Yok anam, bitmedi bir türlü. Tek kitaplık bir seri gerçi tek kitap seri olmaz :) ama... yapmaya çalışıp her şeyi bir yere sığdırmaya çalıştığı için mi yoksa esen rüzgarı bile betim betim betimlediği için mi bilmiyorum. Yine de acaip ve benzersiz bir kurguydu.
