Lisedeyken bomboş koridorda son sayfalarını okurken yazara fazlasıyla kızmış ve sinirden ağlamıştım. Masumiyet müzesinin yeri bende her zaman apayrı olacak. İstanbullu zengin çocuğu Kemal ile uzak yoksul akrabası Füsun'un hikayesi... Takıntılı, hastalıklı bir aşk... Öyle bir aşk düşünün ki ondan ayrı kaldığınızda ruhsal ve fiziksel ağrılar, acılar çektiriyor, yalnızlıktan delirtiyor ve onun hayalini görüp gerçek sanmanıza sebep oluyor. Kitap sade bir dil ile okuyucuyu yormayan ama düşündüren ve bazı yerlerinden kendinizi karakterin yerine koyup ben olsam ne yapardım dedirten bir dil ile yazılmış. İstanbulda yaşadığım için Beyoğlu tarafında Çukurcuma'da bulunan 3 katlı müzesine de gitmiştim. Gerçekten o atmosferi tatmalısınız. Kitabı okur okumaz soluğu orda aldım, tüm o altını çizdiğim beni etkileyen cümlelerini merdivenin her basamağında hissediyordum. Benden bu kadar. Herkese iyi okumalar dilerim :)