Sevgi, bizim tek duygusal gereksinimimiz değildir. Psikologlar, temel gereksinimlerimiz arasında güvende olma,özgüven ve önemli olma gereksinimlerini gözlemlediler. Bununla birlikte, sevgi bunların tümü ile etkileşim halindedir.
...davranışlarım konusundaki eleştirileri, onun birincil sevgi dili konusunda en net ipuçlarını verir. İnsanlar eşlerini en çok, kendilerinin en derin duygusal gereksinimleri olduğu alanlarda yüksek sesle eleştirirler. Eleştiriler sevgi için yalvarmanın etkisiz bir yoludur. Eğer bunu anlarsak, bu onların eleştirilerini daha yapıcı bir şekilde işleme koymaya yardım eder.
Jean Paul Sartre, "Bulantı" isimli romanında, "var olmak, burada olmaktır" der. Burada olabilmekiçin öteki ile ilişkide açık, doğrudan, bire bir ilişkiye girebilmek, ötekiyi bir zulmedici olarak algılamamak, içerde şükran duygusuyla biraz olsun haşır neşir olabilmek gerekir. Introjekte edilen, içe atılan, yabancı bir madde olarak içerde dolaşan her şey, burada olmayı engeller, geçmişe takılı bırakır. Geçmişten takılanlar, bugünün netliğini ve berraklığını bozar, çünkü virüs gibi, temas ettiği hücreye hızla yayılır ve bulaşır.
İnsanın doğuşunu görmekten herkes kaçar, ama ölümünü görmeye hep koşa koşa gideriz. İnsanı öldürmek için gün ışığında, geniş meydanlar ararız, ama onu yaratmak için karanlık köşelere gizleniriz. İnsanı yaparken gizlenip utanmak bir ödev, onu öldürmesini bilmekse birçok erdemleri içine alan bir şereftir.
"Daha çok anlat",-dedi.
"Hoşuna gidiyor mu?"
"Çok. Elimden gelse, seninle sekiz yüz elli iki bin kilometre hiç durmadan konuşurdum".
"Bu kadar yola nasıl benzin yetiştiririz?"
"Gider gibi yaparız".