betül taşkın

Bir kenarda kalmaktansa, bir çevreye yaklaşmamayı yeğliyordun.
Reklam
O kadar mükemmeliyetçiydin ki mükemmelleştirmeyi bile mükemmelleştirmek istiyordun. Ama mükemmele ulaşıldığına nasıl karar verilebilir ki? Bir ayrıntı daha değiştirilemez mi? Buna karşılık, korkunç bir an geliyordu, yaptığın düzeltmeleri değerlendiremez oluyordun: Kusursuz şeylere olan düşkün­lüğün deliliğe varacak düzeydeydi. İşte o zaman gideceğin yeri şaşırıyor, bulanık, karmakarışık görüntüler arasında, boş­lukta çalışıyordun. Güç olan başlamak ya da sürdürmek değil, bitirmekti. Demek istediğim, günün birinde, tasarının üstün­de artık onu bozmadan çalışılamayacağına karar vermekti: bir eklemenin iyileştirmek yerine ona zarar vereceğine karar vermek. Kimi zaman mükemmelliği mükemmelleştirmekten bıkıp, çalışmayı öylece bırakır, ne yok eder, ne tamamlardın.
O koskocaman, kara ağacın gölgesi artık senin yaşamının ormanını gizliyor. Senden söz edilirken, önce ölümün anlatılııyor, sonra onu açıklamak için eskiye gidiliyor.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Ama senin içindeki üzüntü seni anımsayanlarınki kadar büyük değildi. Sen sonunda boş­luktan başka bir şey bulamama tehlikesini göze alarak mutlu­luğu aradığın için öldün. Bulduğun şeyin ne olduğunu öğren­mek için bizim de ölmemiz gerekiyor. Ya da bizi bekleyen şey sessizlik, ıssızlıksa, bir daha hiçbir şey öğrenmemek için.
İnsanlar, gitgide, istediklerine, dilediklerine inanmakla ye­tindiklerini, düşünüp tartmayı, ölçünmeyi, olanı biteni görmeğe çalışmayı yavaş yavaş bir yana ittiklerini daha fark etmiyorlardır belki de. Bunun farkına varmağa başladıklarında ise ortalık iyi­ce kararmış olacak. Sabahları güneş yeniden doğar gibi olsa da, ortalık yeniden aydınlanır gibi olsa da, gecenin karanlığı bütün bütün dağılmayacak hiç.
Reklam
138 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.