Stygein Betumbra

Sabitlenmiş gönderi
"Yaşamın tamamı bir başka şansla ilintili ve biz yaşadığımız sürece, o son güne kadar, hep bir şansımız daha olacak."
Reklam
(Kötülük düşünene lanet olsun!) İki umudun birbirine değmesi kadar güzel ne ki? bir kırlangıç, -lacivert sırt- -beyaz karın- yılların içinden.
Yüreğimdir gerçekte kadife Tenim değil. Gece mavisi kadife, isimler sayıklayan, saklayan. Çekici bir ten olmamanın Korkusunu kapayan Kıvrımları arasına aklının. Aşkımdır aslında tüm sevgim İyiciliğim değil, Ezici, zorba bir aşk, Kötülüksever, kıskanç olan. Belki de sevememenin Yitikliğini barındıran Tuhaf arzuların köşelerinde. Benimdir bilirim kendimin sevgilisi, benim sevgilim değil. Coşkuyla koşulan uzaklıklar Dönüştükçe serin çıkmazlara Örtülü, acımasız olan. (Bu böyle yazgısı bilirim)? Zorlamam artık düşsel bir yalnızlık aşımını. Suskun dururum biraz da ölü bu oluş yazısında

Reader Follow Recommendations

See All
"Karşılığın da bir ritmi var, kanıksanması gerekli. Yoksa; cinayetler, cinayetler ürkünç bir kan devinimi. Öç bitimsiz; Ece bana “Tanrı yoksa her şey mübahtır, diyorsun sen” demişti. Oysa ben, Tanrı var olduğu için her şey mübahtır diyorum."
"Anlaşılmaktadır ki, insan, güneşle arasına bir kitap koymalıdır,"
Reklam
"Gittikçe soğuduğumu fark ediyorum ve bu bana hiç de sevinç vermiyor. Çünkü özün soğuması çok tehlikeli, başkalarıyla olan ilişkiyi yalıma veriyor, unutulan ben başkayı yakarak yeniden doğacakmış gibi..."
"Her yeni güne, gündüzün yaşadığımızı geceleri ölebildiğimiz için, dayanabiliyoruz."
"Ne “Genç Bahar” ne de kutlanması yeni mevsimlerin. Uyku, boğuntulu, karabasanlı beyin ölmesi. Kendimi tren yollarına atıyordum, tuhaf bir gövde, bir yok-yapı, bir yok-ben. Bir fırıldak gibi dönmeler, zeminin üzerinde bulanmış yere, ve hâlâ ayrı bir nesne, ivmelenen vücudu sadece izleme, hava akımının içinde -nerede- geçmiş ve gelecek yok, dönüşün, fır-fır dönüşün, Odradek gibi zavallı ve güçlü, şimdilenmesi, şimdi'nin yapışkanlığı. Bir tarafta anneler, konuşuyorlar, -ne-, görüyordum, birilerine bir şeyler anlatabilir miydi bu çılgın devinim, ölme değil ancak nasıl dirim sayılır ki?"
"Bir gün, tanrı, canından bir lokma koparıp bana uzattı. Toktum; geri çevirdim. Can tanrının avucunda, onun gözleri benim yüzümde, yalvarmaklı. İsteksizce, ancak, kayra olsun diye cana uzandım. Ağzımın içinde duydum, yutağımda, midemde. Sonra, tanrı, bir telaş içinde “şimdi o orada sen de burada duracaksınız çünkü zeki kuşlar uçmazlar” dedi."
Sen armağan ettin Küçük Prensi Ne diye sanki Biraz zorlasan yüreğini Kırılacak kurşun askerin ince bileği Sen getirdin uçan balonlarımı Ne diye sahi Tekneye yeğlesen denizi Bir ceviz kabuğuyla geçeceğiz çevreni Sen değil miydin arka sırada, ayrıksı Sınıfları daha okulda çeviren Ne oluyormuş hem bıyık hem de posu Çevirince görünür derinin de arkası Sen gel hadi, çevirelim hadi Duvar ne ki, ardı bakla tarlası Bak üstümüzdeymiş okul önlükleri Sınıfa onlar girsin, biz sıvışalım, hadi Sen gel hadi, çevirelim hadi Ben görmüştüm, sevi yüzü tarlanın ardı Sınırsızmış yurttaşlığı, belleksizmiş dili Seni de görmüştüm... ne önceydi
Reklam
"Ben yaralanmıştım ve çok önemli bir parçam yok edilmişti. Benim gerçekliğim buydu, hayatımın olguları; ama olguların öteki tarafında olabileceğim kişi, hissedebileceklerim duruyordu ve ben bunun için gereken sözcüklere, imgelere, öykülere sahip olduğum sürece, yitip gitmeyecektim."
"Kurgu ve şiir ilaçtır, şifadır. Gerçekliğin hayal gücü üzerinde bıraktığı tahribatı tedavi ederler."
"İçimde dizeler, satırlar vardı; yol gösterici bir ışık dizisi. Bir dilim vardı."
"Bir süre içime kapandım, ama önemli bir şey fark etmiştim: Dışarıda olan her şey, istendiği an sizden çekip alınabilir. Bir tek içinizde olanlar güvendedir."
1,317 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.