Körgörü ifadesindeki "kör" sözcüğü aslında birincil görme kortekslerinin hasar görmesi nedeniyle görüş alanlarının belli bir bölgesinde herhangi bir şey göremediklerini beyan eden insanların deneyimini ifade ediyor. Bu insanlar kendilerini kısmen ya da tamamen kör olarak algılıyor. Fakat kör noktalarındaki bir cismin rengini, biçimini veya hareket yönünü tahmin etmeleri istendiğinde tesadüfle açıklanamayacak kadar yüksek oranda, bazen yüzde yüz civarında, doğru cevap veriyorlar.
Sayfa 160 - Metis BilimKitabı okudu
bismillahirrahmanirrahim
Ey insan, hiç mümkün müdür ki: Sana bu simayı veren, o simada böyle bir sikke-i rahmeti ve bir hâtem-i ehadiyeti vaz'eden zat, seni başı boş bıraksın, sana ehemmiyet vermesin, senin harekâtına dikkat etmesin, sana müteveccih olan bütün kâinatı abes yapsın, hilkat şeceresini meyvesi çürük, bozuk, ehemmiyetsiz bir ağaç yapsın? Hem hiçbir cihetle şüphe kabul etmeyen ve hiçbir vechile noksaniyeti olmayan, güneş gibi zâhir olan rahmetini ve ziya gibi görünen hikmetini inkâr ettirsin. Hâşâ! Ey insan! Bil ki o rahmetin arşına yetişmek için bir mi'rac var. O mi'rac Bismillahirrahmanirrahîm 'dir. Ve bu mi'rac ne kadar ehemmiyetli olduğunu anlamak istersen, Kur'an-ı Mu'cizü'l-Beyan'ın yüz on dört surelerinin başlarına ve hem bütün mübarek kitapların iptidalarına ve umum mübarek işlerin mebdelerine bak. Ve Besmele'nin azamet-i kadrine en kat'î bir hüccet şudur ki İmam-ı Şafiî (ra) gibi çok büyük müçtehidler demişler: "Besmele tek bir âyet olduğu halde, Kur'an'da yüz on dört defa nâzil olmuştur."
Reklam
Sufilerden biri Abdullah B.El-Mübarek'e El-Muallâ B.Hilal hakkında konuşması üzerine “Ey Ebu Abdurrahman, gıybet mi ediyorsun?” diye sordu. Bunun üzerine İbnu'l Mübarek “sus bakayım, (hakkı) beyan etmedikten sonra hakkı batıldan nasıl ayırt edeceğiz?” dedi. El-Âdâbu'ş Şer'iyye, 2/ 142
Ömer İbnu'l Hattab ( رضي الله عنه ) şöyle demiştir: Hiç kimse hidayet zannederek peşinden gittiği delalet hususunda ya da delalet zannederek terk ettiği hidayet hususunda mazeret sahibi değildir. Meseleler beyan edilmiş, hüccet sabit kılınmış ve mazeret ortadan kalkmıştır.
Sayfa 4
Gerçektende öyle oluyor
Rû-yi zaminin geniş kıt'aları ve büyük hükümetleri, Kur'an-ı Mu'cizü'l-Beyan'ı arayacaklar ve hakikatlerini anladıktan sonra bütün ruh u canları ile sarılacak
Bunları duyunca itiraz ettim: "Peki ama bu demek oluyor ki, ülkenin dertleri hakkında sürekli fikir beyan eden bu insanların aslında olup bitenden haberi yok. Halkın arasına hiç karışmıyorlar, sokaktaki duruma doğrudan tanıklık etmiyorlar. Her konuda ileri geri konuşma cüretini nereden buluyorlar?"
Reklam
"İnsanlar farklı oldukları müddetçe hayırda daim olacaklar, eşit oldukları zaman ise helâk olacaklardır." buyurulmuştur. (Ruhul Beyan:2/198)
Sayfa 67
İSRAİLİYYATIN TEFSİR VE HADİSE SIZMASI
MÜSLÜMANLARIN AKİDELERİ VE İSLAM'IN KUTSİYETİ ÜZERİNDEKİ TEHLİKESİNİN BOYUTLARI Tefsir ve hadis âlimleri Yahudilerin bu babda daha çok rivayetleri olduğundan, böylesi tüm haberleri nitelemek için İsrailiyyat kelimesini kullanmışlardır. Çünkü bu tip hurafe ve batıl şeylerin büyük çoğunluğu kök itibarıyla bir Yahudi kaynağa gelip dayanmaktadır. Yahudiler ise iftiracı bir kavim olmaları yanında, İslam ve Müslümanlara en çok kin besleyenlerdir. Nitekim Allah Teala bu hususu şöyle beyan etmektedir: "Şu tartışılmaz bir gerçektir ki, insanların iman edenlere en şiddetli Düşmanlık duyanlarını, Yahudilerle, şirke batanlar bulursun." (6-Mâide 82) Ayrıca Yahudiler, Müslümanlarla irtibat ve ilişkisi en çok olan Ehl-i Kitaptı. Kültürleri de diğerlerine nazaran daha fazla idi. İslam'ın güzelliğini bozmak için başvurdukları hile ve desiseler de son derece mahirane ve aldatıcı idi. Örneğin fitne ve sa- pıklığın başı olan Abdullah b. Sebe ve onun peşine takılıp giden Sebeiyyun fırkasının pek çok mensubu vardı. Bunlar kendilerini İslam'a girmiş gibi gösterdiler. Tuzak ve hilelerini gerçekleştirmek için Hz. Peygamber'in ailesinin taraftarlığına soyundular. Bunu Müslümanların arasında fesadı yaymak, onların inançlarını ve mukaddesatını tahrip etmek için yaptılar. Tefsir ve hadise sokulmuş olan İsraili haberlerde bu grubun oldukça payı vardır. Yahudilerin tefsir ve hadise katıştırdıkları uydurmalar diğerlerine oranla oldukça fazla olduğundan dolayı, böylesi haberlerin bütününe İsrailiyyat ismi verilmiştir.
"Neyin doğru neyin yanlış olduğu çok mühimdir ancak en az bunun kadar mühim olan şey, neyin doğru neyin yanlış olarak gösterildiğidir. Çünkü kitlelere hitap ederken hakikat, beyanın ardında kalır. Doğru beyan hakikati parlatır, yanlış beyan hakikati gölgeler... Doğru olanı herkes biliyordu, ahmak olmayan ve biraz vicdan sahibi herkes bunu kolaylıkla kavrayabilirdi ancak beyan, algıyı manipüle ederse o vakit insanlara hakkı konuşan bir insanı bile taşlatabilirsin."
Sayfa 137
İyiyi beyan ederseniz, kötüler ortadan kaybolacaktır.
Sayfa 106 - Koridor Yayıncılık
1,000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.