Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Sevinç ve mutluluk insanı ne kadar güzelleştiriyor! Kalbi aşkla dolu olan adam istiyor ki bu aşkını başkalarının da kalbine döksün, herkes de kendisi gibi şen kahkahalarla gülsün, eğlensin ve böyle bir insanın mutluluğu da gerçekten bulaşıcı oluyor!
“Madem ki sorduğun soruya hiç kimse doğru cevap veremiyor” dedi beyaz saçlı adam, “o zaman belki de soruyu bir kere de kendine sormalısın!”
Reklam
Kahr Kalesi olarak geçiyor günümüz ismi: Kadifekale
Amma hala bu mezkur yukarı kalenin, batıya nazır bir demir kanadı, kuvvetli bir kapısı vardır. O kapıya taşradan içeri girilecek mahallinde, sağ tarafındaki kulenin iki adam uzunluğundaki yüksek yerimde, bir küçük kemer altında, beyaz mermerden Kaydefa ananın bir sureti vardır. İnsan baktığında canlı zannedip hayran kalır; ne tarafa gitsen ol tarafa baktığını sanırsın. Tebessüm etsen onun da tebessüm ettiğini, ağlasan ağladığını sanırsın. Garib bir temaşadır. Lakin gerdanında aşağı vücudu yoktur. Gerdanında halkası, kırmızı çehresi, kulağında küpesi ve kafasında bükülü giysisi ve sürmeli ceylan gözleriyle tasvir olunmuş parlak yüzlü peri peykerdir.
Cemal Süreya
Cemal Süreya
Uzaktan seviyorum seni! Kokunu alamadan, Boynuna sarılamadan. Yüzüne dokunamadan. Sadece seviyorum! Öyle uzaktan seviyorum seni! Elini tutmadan. Yüreğine dokunmadan. Gözlerinde dalıp dalıp gitmeden. Şu üç günlük sevdalara inat, Serserice değil adam gibi seviyorum. Öyle uzaktan seviyorum seni, Yanaklarına sızan iki damla yaşını silmeden. En çılgın kahkahalarına ortak olmadan. En sevdiğin şarkıyı beraber mırıldanmadan. Öyle uzaktan seviyorum seni! Kırmadan, Dökmeden, Parçalamadan, Üzmeden, Ağlatmadan uzaktan seviyorum. Öyle uzaktan seviyorum seni; Sana söylemek istediğim her kelimeyi, Dilimde parçalayarak seviyorum. Damla damla dökülürken kelimelerim, Masum beyaz bir kağıtta seviyorum
İnsanlar Ove’nin dünyayı siyah beyaz gördüğünü düşünürdü. Oysa karısı renkli biriydi. Ove’nin gördüğü bütün renkler ondaydı…
ve kudüs şehri. gökte yapılıp yere indirilen şehir. tanrı şehri ve bütün insanlığın şehri. altında bir krater saklayan şehir. kalbime bir ağırlık gibi çöküyor şimdi. ne diyor ne diyor kudüs bana şimdi hani şam'dan bir şamdan getirecektin dikecektin süleyman peygamberin kabrine ruhları aydınlatan bir lâmba ifriti döndürecek insana: söndürecek
alınyazısı saati
Reklam
331 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
23 saatte okudu
Asıl körlük, umudun tükendiği bu dünyada yaşamaktı. Uzunca zaman okumaya çekindiğim bir kitaptı. Söz konusu #josesaramago olunca okumaya biraz çekiniyorum ben. Ama Körlük çok çok güzelmiş gerçekten. Ve oldukça da akıcı bir kitap. Övüldüğü kadar varmış yani. Trafikte giderken aniden direksiyon başında kör olan bir adamla başlıyor kitap. Öyle bir körlük ki her yer beyaz, aniden kör oluyorsun sonra bir başkası sonra sonra derken salgın çıkıyor. Kitapta olayın gectigi yeri bilmediğimiz gibi karakterlerin adını da bilmiyoruz. Yazar isim verme gereği duymamış. Yaşlı adam, doktor, doktorun karısı, koyu renk gözlüklü kız ve daha buna benzer isimlerde görüyoruz insanları. Okurken bazı yerler midemi bulandırdı açıkçası. Kadını cinsel obje olarak gören zihniyetleri bir çuvala koyup boğmak istedim. İğrençtiniz gerçekten. Devamını da en kısa zamanda okuyacağım.
Körlük
KörlükJosé Saramago · Kırmızı Kedi · 2022103,9bin okunma
Son agaç kesildiği, son nehir kuruduğunda beyaz adam paranın yenmediğini anlayacak...
Hayatımın romanı Asi Çakıltaşı Kehf..İyi ki yazdın..
Büyük avuçlarını sıkarak yumruk yaptı,kayalıkların dibinde küçük bir kızın içli ağlama sesi yankılandığında,adam da ben de olduğumuz yerde buz keserek gözlerimizi sesin geldiği yöne çevirdik.Siyah dümdüz saçları beline kadar gelen,dümdüz saçlarının uçları saçlarındaki düzlüğün aksine lüle lüle olmuş,yanakları soğuktan kıpkırmızı kesilmiş beyaz tenli bir kız çocuğu,beyaz boyundan bağlamalı bir tişört,pembe bir şort ve koyu mor külotlu çorabıyla çakıl taşlarının içine oturmuş,çakıl taşlarının üstünde ıslanmış olan kelebeklerin kanatlarına üflüyordu.Gözlerindeki yaşları elinin tersiyle sildi,kelebeklerin kanatlarına üflemeye devam etti ama yağmur ona inat hızlandı,kelebeklerin kanatlarını eritmeye başladı.
Sayfa 10
[B]eyaz Amerikalıların çoğunluğunun zihninde, tehlike, kimlikle­rini kaybetmektir. Bir sabah uyandığında parlayan güneşin yanında bütün yıldızların yanıp söndüğünü görmenin senin için nasıl bir his olacağını hayal etmeye çalış. Doğanın düzenine aykırı olduğu için korkacaktın. Evrendeki her değişim, bir bireyin kendi zannet­tiği gerçekliğine karşı öylesine derinden bir tehdittir ki, bu nedenle dehşet vericidir. İşte, siyah adam da beyaz adamın dünyasında böyle sabitlenmiş bir yıldız, yerinden oynatılamaz bir sütun olagelmiştir: O yerinden oynadıkça, cennet ve yeryüzü de temellerinden sarsılır (Baldwin, 2017, s. 16).
Reklam
Üstada söyleyin, yakından da sevdik ,yine maçı kaybettik:)
kokunu alamadan, boynuna sarılamadan yüzüne dokunamadan sadece seviyorum ööyle uzaktan seviyorum seni elini tutmadan yüreğine dokunmadan gözlerinde dalıp dalıp gitmeden şu üç günlük sevdalara inat serserice değil adam gibi seviyorum öyle uzaktan seviyorum seni yanaklarına sızan iki damla yaşını silmeden en çılgın kahkahalarına ortak olmadan en sevdiğin şarkıyı beraber mırıldanmadan öyle uzaktan seviyorum seni kırmadan dökmeden parçalamadan üzmeden ağlatmadan uzaktan seviyorum öyle uzaktan seviyorum seni; sana söylemek istediğim her kelimeyi dilimde parçalayarak seviyorum damla damla dökülürken kelimelerim masum beyaz bir kağıtta seviyorum”
352 syf.
8/10 puan verdi
Lanetli ~ #KitapYorumu "Herkese istediğini yaptırabileceği bir kelimenin varlığına nasıl inanabilirdi ki?" Kitapta 20 yazardan, bilinen / bilinmeyen 20 tane kısa kısa hikayelerin daha farklı daha karanlık daha ürkütücü şekilde derlemelerini okuyoruz.. Ve okurken yeni canavarlarla, mitlerle, büyülerle, perilerle karşılaşıyoruz. Her hikayenin kısa, ürkütücü ve karanlık olması benim çok hoşuma gitti. Başta okumakta zorluk çektim (tamamen benimle alakalı bu ara kitap okuyamıyorum) ama sonra okudukça ne ara başlayıp bitirdiğimi anlamadım bile. Bir tane daha okuyayım diye diye kitabı bitirdim. Çoğu yazarla ilk defa bu kitap sayesinde tanıştım ve dillerini, yazım şekillerini çok sevdim. Ben zaten hikaye okumayı çok severim. Burada da aslında bildiğim hikayeleri çok daha karanlık bir şekilde tekrar okumuş gibi oldum... Bazıları gerçekten aşırı ürkütücü, rahatsız ediciydi ama çok hoşuma gittiler Özellikle favorim olanlar... Kan Kadar Kırmızı, Pamuk Kadar Beyaz "Christina Henry" (Pamuk Prenses den ilham alınmış, bayıldımm) Dinle "Jen Williams" (Baştan sona çok ilgimi çekti) Faith & Fred "Maura McHugh" (Kısa bir film sahnesi gibiydi o yüzden çok hoşuma gitti) Deri "James Brogden" (Okurken içim kötü oldu ama aşırı sevdim) Wendy Darling "Christopher Golden" (Peter Pan'dan ilham alınmıştı, çook sevdim) Sevilmeyen "Christopher Fowler" Peri Kurt Adam vs Vampir Zombi "Charlie Jane Anders" ( Buna da bayıldımm) Sizde ürkütücü, karanlık havaya sahip hikayeleri okumayı seviyorsanız bu kitaba göz atabilirsiniz. ☆ 8/10
Lanetli
LanetliNeil Gaiman · Athica Books · 20244 okunma
218 syf.
9/10 puan verdi
·
9 günde okudu
Sen Ne Yaptın Nastyenka?...Sana Ne Oldu Vasya?
Beyaz Geceler içimde gerçekten bir iz bırakıp derinden etkiledi. Kitap dört bölümden oluşmaktadır. Özellikle ilk bölüm olan ve kitaba ismini veren Beyaz Geceler hikayesini çok beğendim ve olay kahramanı Hayalperest adına çok üzüldüm. Bana biraz Kadir İnanır'ın "Selvi Boylum Al Yazmalım" filmini hatırlattı. Hatta Hayalperest'in
Beyaz Geceler
Beyaz GecelerFyodor Dostoyevski · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202074,3bin okunma
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.