Buranın ötesi var, öte bekliyor bizi;
Yüzme yok, sandal köhne, geçmek zor bu denizi.
Kafesinden uçmadan civelek ömür kuşu
Gönül düzlemek ister her inişi-yokuşu,
Muhabbet usâresi üretse de ağız-dil,
Gıy çekecek zamanı kollamada Azrail.
Ya Rab, bağışla bizi, ak-amele mühlet ver,
Tespihler tamamlansın, ondan sonra rihlet ver.
Hayy olan, Kayyûm olan, Hakem ve Kuddus olan
Adı güzel Allah'ım, canım yoluna talan.
Bütün yakarışlarım yüreğimin sütüdür,
Ben çağı suçlayamam, benim nefsim kötüdür.
Bezm-i Elest'te Sana secde eden ruh için;
Verdiğin söze sâdık, doğru giden ruh için;
Kurtuluş zincirinin son halkası Muhammed,
Gelişi bir rahmetti, sonsuza dek de rahmet...
Sevginle şekillenen o güzel rahmet için,
Miraç'taki vuslatta olan muhabbet için,
Tuz için, ekmek için, kitap ve kalem için,
Hakk'a hakkı arzeden eğrisiz kelâm için,
Hiç kimseyi vatansız, milletimi devletsiz,
Gönülleri sevdasız, şehirleri mabetsiz;
Bayrakları rüzgarsız, ocakları ateşsiz
Bırakma ulu Rabbim, asi kul değiliz biz!
Beş vakit minareler gürül gürül gürlesin,
Beş vakit camilerde secde ehli terlesin.
Her can şunu bilsin ki, Kitap, Resûl, Kıble bir;
"Allah Bir" yolcusunun akordu Hakk'ı zikir...
Benden önce esirge Muhammed ümmetini,
Ene gitsin her kervan en sona ula beni...
Önce çıksın düzlüğe öksüz, yetim, dul, garip;
Defterin sonuna da bizi düşsün Hâs Kâtip.
Balkanlarda yitirdik renkli heybeyi, çulu;
Eşkıya baskınından çok çekti Anadolu,
Yangınlar sık yaladı İstanbul'u, Bursa'yı,
İhlâs hesap verirken küfür kaptı parsayı.
Yolunda Konya, Maraş çok şehitler vermiştir;
Erzurum yüreğini dağlarına sermiştir;
Mescid-i Aksâ esir, Mekke, Medine küskün
Teni gizlese bile derdi derinde gülün...
Kâinat bir mozaik, her şeye sahip ALLAH,
Ey gizli ve aşikâr her derde tabip ALLAH!
Bir beyaz dilekçedir Sana her yakarışım,
İmanımla âmelim hem perdem, hem nakışım.
Seni bilen takılmaz ikiye, üçe beşe;
Bütün kar taneleri tarak vurur güneşe.
Kâdir ve Kâdim olan ey sınırsız tek BÜYÜK;
Bir çöksem hiç kalkamam, zimmetimde onca yük;
Bu yükün yarısını bir dağa koy, dağ çöker,
Senin Lûtfundandır bu, çökmediyse bu nöker...
Çalı bile kendine sığınan kuşu itmez,
Sen Gafûr'sun, Aziz'sin, Senin keremin bitmez.
Geldim işte kapına, kul Senden ırak olmaz,
Sana adanmamışsa yürek de yürek olmaz...