Dostoyevski’nin oldukça kısa, romantik ve melankolik öyküsü. Zorlu bir aşk üçgeninin romanıdır. Yalnız, dostsuz, hayalperest genç bir adamın St. Petersburg’un beyaz gecelerinin birinde Nastenka’yla karşılaşması ve 4 geceden oluşan ilişkilerini anlatır. Kırık, yarım kalmış bir aşk öyküsü, bir aşk üçgeni…
Hikaye, Yeşilçam filmlerinden farksız. Ancak roman, Dostoyevski'nin eşsiz anlatımıyla yine de basitlikten sıyrılıyor.
Gelelim öyküye…Nastenka, az eğitimli, kör ninesiyle yaşayan genç bir kadındır. Kiracıları olan genç adama aşık olur, genç adam iş gereği şehirden ayrılır ve bir sene sonra geleceğini , kendisiyle evleneceğini söyler. Nastenka, onu beklerken, kahramanımızla tanışır. Bir akşam, bir adamın tacizinden kaçarken kahramanımız kendisini kurtarır ve böylece tanışmış olurlar. Genç adam, ilk defa bir kadına bu kadar yakınlaşmış ve aşkını en sonunda bu beyaz gecelerin birinde ilan etmiştir. Nastenka ise şehre döndüğü halde kendisiyle görüşmek için hala adım atmamış ve yazdığı mektuba cevap alamadığı aşkından umudunu kestiği için, bu adamı unutacağını ve kahramanımızı seveceğini söyler, hatta ninesinin evine kiracı olarak gelmesini ister. Bu son gece, diğer adam çıkagelir ve Nastenka önce adama sarılır, sonra kahramanımızı öper ve tekrar diğer adamla yürüyüp gider. Genç kadın sonradan kahramanımıza mektup yazar, af diler, hala kendisini sevdiğini ama bir kardeş gibi sevdiğini söyler. Kahramanımız Nastenka’nın sadece mutlu olmasını ister ve kendi geleceğini düşler, köhne evde yine yalnız…