"Siyah; kir,leke, kötülük değildir. Siyah asilliktir. Sen benim hayatımda gördüğüm en asil kadınsın. Ve bilmeni isterim ki beyaz siyaha aşık oldu. Kendi beyazlığından vazgeçecek olsa da o asıl kadından asla vazgeçmeyecek."
Sayfa 259Kitabı okudu
Yeryüzünde yüzlerce din var... Hz Muhammed'in (S.A.V) gönlünde açan, sabah serinliğinde üzerine çiğ damlaları konmuş beyaz bir Gül misali işaret ettiği İslam'la, Hiçbir alakası olmayan, uzaktan yakınından geçmez, ve yine uzaktan yakınından hiçbir alakası olmayan, kendi uydurdukları felsefenin adına islam dini koymuş ne idiğü belirsizler de dahil Cennete gitmek için yeryüzünü cehenneme çevirenlerin dünyası burası.. Bunun içindir ki
Muhyiddin İbn Arabi
Muhyiddin İbn Arabi
şöyle demiştir: Din iki türlüdür. Biri, Allah katında Allah’ın bildirdiği kimse ile o kimsenin bildirdiği kimseler nazarında malûm olan; Öteki de halk nazarında bilinen dindir ki, ikincisinin birincisi ile hiçbir alakası yoktur..
İstanbul’u dinliyorum
İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı Önce hafiften bir rüzgar esiyor; Yavaş yavaş sallanıyor Yapraklar, ağaçlarda; Uzaklarda, çok uzaklarda, Sucuların hiç durmayan çıngırakları İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı. İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı; Kuşlar geçiyor, derken; Yükseklerden, sürü sürü, çığlık çığlık. Ağlar
Sayfa 110 - Arpa yayıncılıkKitabı okuyor
...—Hepinizin hakkı var. Sizin hoşunuza giden bu üç çiçek, üç fazilete benzer. O mai ve aciz menekşeler edep ve nezaketin eşidir. Beyaz zambak asaleti andırır. Şu pembe gül, için için size söylemiyor mu: "Çocuklar, Cenab-ı Hak için insanlar ve her güzel şey için derin bir sevgi ile yanan kalpleriniz ne kadar takdise layıktır. Çünkü o sevgi dünyanın en doğru, en hakiki iyilik kucağıdır."
Çile bülbülüm çile Çiğ düşmüş beyaz güle Pembe gül de sararır, Ben gibi düşme dile.
İstanbul'u Dİnliyorum
İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı Önce hafiften bir rüzgar esiyor; Yavaş yavaş sallanıyor Yapraklar, ağaçlarda; Uzaklarda, çok uzaklarda, Sucuların hiç durmayan çıngırakları İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı. İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı; Kuşlar geçiyor, derken; Yükseklerden, sürü sürü,
1947
Kokar bunlar, bir de caddenin karşısına laf atarlar
“Benim gençliğimde -maganda- diye adlandırılan türün dört dörtlük bir örneği oturuyordu yanımda. Altın zincir, beyaz çoraplar, göğüs bağır açık, kallavi bir bıyık…. Karı-kız süzme, burun karıştırma gibi ayrıntılar da yerli yerinde. İri, kıllı ellerinde kırmızı bir gül tutuyordu adam.”
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.