Devletlerin tarihi ve milletlerin yaşantısı da Moskova'daki Devlet Tiyatrosu binasına benzer. Devlet düzeninin eski temelleri halkı yönetmek için çıkarılan yasalar o dönemler için ne kadar yeterli kabul edilmişse de günümüzde bu temeller eski yönetim yasaları zaman aşımına uğrayarak bunalıma neden oluyor, yetersiz kalıyor.
Yöneticiler iyi ve ya kötü olsunlar, kahraman ve ya zalim olsunlar, onlar kendi milletlerinin birer yansımasıdırlar. Onlar, milli ruhun birer kopyasıdır, halk kitlesinin içinden doğmuştur. Bir millet nasılsa, devlet adamları da onlar gibidir. İşte bu nedenledir ki eskiden beri “Her millet, layık olduğu idareye ve devlet adamlarına sahip olur.” denilmiştir.
Reklam
"Milyonlarca halk bedenen, ruhen, fikren ve ahlaken çürüyor da, hiç kimse bu kokuşmuşluğu görmüyor. Herkesin karakteri bozulmuş veya herkes bu yozlaşmışlığa alışmış da bunu doğal bir durum sanıyor sanki. Ama bu böyle mi olmalıdır?"
Onlar, çiçek açmaya başlayan bir milletin güzel kokularıdır. Napoleon, eski barışsever Çin'de değil, Fransa'da yetişmiştir. İngiltere, Darwin’i yetiştirmiş o da 'War of Life' denilen 'Yaşam Kavgası' nazariyesini ortaya atmıştır. Rusya ise 'karşı koymama' havarisi olan Tolstoy'u yetiştirmiştir. Bunun aksi görülmemiştir.
Aydın olmak gösterişli bir kıyafet giymek yahut kolalı bir yaka ve modaya göre şapkayla dolaşmak değildir. Aydın olarak sizlerin vazifesi halkın zekasını, vicdanını, irade ve enerjisini uyandırmak ve harekete geçirmektir.
Herkes hayattan bir şey almak ister ama ona bir şey vermek istemez .
Reklam
Geri199
1,000 öğeden 991 ile 1,000 arasındakiler gösteriliyor.