"Çocuklarıyla sohbet etmezler. Çocuklarının hayatları ilgilerini çekmez. Boş vakitlerinde onları biraz sevip ellerine şeker ve oyuncak verip şöyle söylerler: 'Haydi çocuklar! Kendiniz oynayın!' Söyledikleri aslında şudur: 'Gözümün önünden kaybol. Ne yaparsan yap. Yeter ki bizi rahat bırak.'"
"Gençlerinizi değil kendinizi suçlayın. Nasıl yetiştirirseniz gençler öyle olur. Peki, siz gençleri nasıl yetiştiriyorsunuz? Bir hiç olarak. Anneler sürekli ev işleriyle, mutfak, temizlik ve çamaşırlarla meşgulken babalar memuriyet, ticaret ve diğer işlerle uğraşır, akşamları da meyhanelerde ve gazinolarda oturup kağıt oynarlar. Çocuklarla hiç oynamazlar. Onlara ayıracak vakitleri yoktur. Ayrıca onların gözünde çocuklarla ilgilenmek eziyetten ve sıkıcı bir işten başka bir şey değildir."
Reklam
Meşhur bir atasözü vardır: “Yeni toplumlar, kendileriyle birlikte yeni şarkılar üretirler.”
Ruh halimiz vasat :’)
“Her halk ruh haline göre içinden ya büyük şahsiyetleri ya da değersiz insanları çıkarıp iktidara getirir.”
“Hayatı yaratan, olaylara yön veren ve bunların nitelik ve biçimini belirleyenler tek başına insanlar, Napolyon’lar değil, halkın kendisidir.”
Kısaca Carlyle’in düşüncesine göre milletlerin ve bütün insanlığın tarihini meydana getirenler, güçlü ruhları olanlar, zeka ve yetenek sahibi olanlar, yani kahramanlardır.
Reklam
Bir devletin güçlü veya zayıf oluşu, bir milletin ilerleyişi veya gerileyişi, yalnızca devlet adamlarının liyakat ve kabiliyetinden veya dirayetsizliğinden ileri gelmez.
Bir zamanlar acımasız, zorba ve zalim bir hükümdarın sarayın duvarlarında ateşle yazılmış kelimeler görülmüş: Mane tekel fares!
Açıkça söylemem gerekiyor ki, her meslekte olduğu gibi öğretmenler arasında da mesleğe yabancı, kayıtsız olan, mesleğini sevmeyen pek çok kimseler vardır. Bunlar meslekte zanaatçı (meslek erbabı) bile değildir. Bunlar öğretmenin mesaisini hakir gören gündelikçilerdendir. Böylelerine dostane nasihatım şudur ki, öğretmenliği terk etsinler. Kendilerine başka meslek arasınlar. Gitsinler ticaretle uğraşsınlar, tüccar olsunlar, kalemlere kâtip olsunlar. Çok canlı, ruhlu insanların doldurması gereken yerlere başkaları gelsin.
Reklam
140 syf.
8/10 puan verdi
·
Liked
Uygarlık ve Aydınlanma
Kesinlikle her yaştan insanımızın okunası gereken bir kitap. Kitabı oldukça beğendim. Çok önceden okumam gereken bir kitaptı fakat bugüne nasipmiş. 1800lü yılların Finlandiya’sının bugün nasıl hala üst üste “Dünyanın Sen Mutlu Ülkesi” olarak seçilmesinin nedenlerini anlatan harikulade bir kitap. Oldukça yozlaşan Finlandiya halkının cahilliklerini, insanların sadece fiziken değil ruhen ve manen de ölü oldukları bir toplumdan Johan Vilhelm Snellman ve bir kaç aydın insan önderliğinde nasıl baştan yaratıldığına şahit olacağınız, her sayfasında kendi halkımızdan da örnekler bulacağınız bir kitap.
Beyaz Zambaklar Ülkesinde
Beyaz Zambaklar ÜlkesindeGrigory Petrov · Can Yayınları · 202299k okunma
"Havayı çirkin küfürlerle pisletmeyin, kendi dilinizin ve arkadaşlarınızın kulaklarının temiz kalmasına dikkat edin."
Her millet, layık olduğu idareye ve devlet adamlarına sahip olur.
Maarif Emini (milli eğitim müdürü) İsmail Habip Bey: “Demokrat bir millet ne demektir, topyekün bir millet nasıl yükselir, aydınların halka karşı rolü nedir, gerçek yurtseverlik nasıl olur?Halka gerçek hizmet nasıl yapılır. Bir avuç aydının kendilerini halka adayan fedakarlıklarıyla, bütün bir ulus nasıl cehennemdene cennete yükselir? Bütün bunları o küçük kitapta bir solukta ve bütün ruhunuza sindirerek okuyacaksınız. 15 Mayıs 1928
Milli talim ve terbiye heyeti reisi Mehmet Emin Bey, “Elimde olsa Haydarpaşa-Ankara arasında seyahat eden her bir yolcunun eline bu kitabı tutuşturur, kitabı okurken bir yandan da çevrede bulunan toprak yığını köylere baktırırdım.”
1,500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.