"...vicdansızlık, kaba bencillik, soygun ve ahlaki çürümeye yol açar."
"İnsanlara doğruluk, düzen ve disiplini öğretin. Onlara vicdanlı olmayı, sevmeyi ve düzene saygı duymayı öğretin. Hem kendisinin hem de diğer insanların haklarına saygı duymayı da. İnsanlara kendinız örnek olun."
Reklam
İnsanlara yaşama değer vermeyi, onu korumayı öğretin.
Şehirdeki hareketsiz yaşam, boğucu evler bedenleri hırpalar , kasları zayıflatır.. Kanı temizler.. İnsanları ağırlaştırıır.. Uzun süren başarısız okul müfredatı da faydalı olabilecekken, tersine beynin yıllar, isimler, formüller, ölü yasalar gibi kuru bilgilerle dolmasına sebep olur...
Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları
Onlar çöldeki deve kuşu gibi tehlikeyi görmemek için kafalarını kuma gömüyorlar ve başları dışarı çıkarılınca da öfkeleniyorlardı.
Sayfa 210
Peki ama böyle mi olmak zorunda?
Milyonlarca insan bedenen, ruhen, fikren ve ahlaken çürükken hiç kimse bu kokuşmuşluğu görmüyor. Sanki herkesin karakteri bozulmuş veya herkes bu yozlaşmışlığa alışmış gibi bunu çok olağan bir durum sanıyor. Peki ama böyle mi olmak zorunda? Milyonlarca insan doğuyor, sefalet içinde yaşıyor ve ölüyor. Peki ama böyle mi olmak zorunda? Aralarında azımsanmayacak sayıda zeki insanlar bulunmasına rağmen milyonlarca insan akılsız hayvanlardan farksız yaşıyor. Milyonlarca kardeşiniz kaba, zalim ve şehvet düşkünüdür. Peki ama böyle mi olmak zorunda? 'Evet böyle olmalıdır' diye yüzlerce kez tekrarlanan iğrenç sözlerden utanmıyor musunuz?
Sayfa 208
Reklam
İnsanların vahşi ve fakir olduğunu, ülkelerinin zenginliklerini kullanmayı bilmedikleri için açlıktan öldüklerini söylüyorlar. Fakat bir ülkede yaşayan her insanın manevi ve maddi yönden ilerlemesine kayıtsız kalmak, farkında olmamak ve istememek aslında en büyük vahşettir.
Sayfa 197
Kendileri için hürriyet, mutluluk ve refah isteyen, halka ise sefalet ve yoksulluklara katlanmayı tavsiye eden zenginlere ve bürokrasiye ve ardından düştükleri bu hallere katlanan ve hakkını aramayan halka; onların düşünce uyuşukluklarına, maddi ve manevi sefaletlerine, adaletsizliklerine ve sefahete düşmüş olmalarına kızıyordu.
Sayfa 195
Her dönemde ve her yerde halk sabırlı olmaya zorlanmıştır. Zorluklara ve yokluklara katlanmak halkın görevi sayılmıştır. Her durumda halkı sürekli aşağılayarak "Halk ayyaştır, tembeldir, çalışmaktan kaçar. Kabadır, açgözlüdür, zalimdir..." diye sövmektedirler. Fakat hemen ardından şunu da ilave ederek "Halkın büyüklük gösterdiği bir konu var; aç kalmasına, üşümesine ve istek içinde yaşamasına rağmen şikayet etmeden sabrediyor," demektedirler.
Sayfa 194
İstediğiniz kadar mükemmel kanunlar yapın, seçimleri mevzuatları oluşturun, siyasi ideolojilerin mucizevi güçlerine inanın, çocuklarınız iyi terbiye görmeden hayata atılırlarsa ne kadar iyi bir hukuka sahip olursak olalım toplum hayatımız sönük ve sefil olacaktır. Bu gençlerin arasından çıkan memurlar işlerinde ihmalkarlık yapacak, milletvekilleri kendi çıkarlarının peşinde koşacak, bakanlar ise siyasi canmbazlar olacaktır.
Sayfa 148
1,000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.