Ağaç yeşeriyor, yapraklanıyor, çiçek veriyor...
Bazen bir fırtınadan kaçmanın en iyi yolu onu merkezine gitmektir. Korkuyla fırtınanın gelip sizi harap etmesini beklemektense siz onu göğüslerseniz, belki fırtınanın ötesine geçebilir, öylece hayatınızı kurtarabilirsiniz. Üstelik bununla da kalmaz, fırtınanın yolu üzerindeki insanların feryatlarını oturup izleme şansına bile erebilirsiniz! İşte bizim yolculuğumuzda belki böyle bir şeydi.
Reklam
{...} affetmediği bir başka şey de {...} ihanet ve fesattı.
Bizim tarih kitaplarımızda dahi "Bizans zaten çöküyordu" lafı fethin nedenleri arasında gösterilir rahatlıkla. Yahu şimdi adama sormazlar mı, madem bu "Bizans" çökmek üzereymiş, Sultan Mehmet ve koskoca ordusu iki ay boyunca duvarların dibinde davul zurna çalıp oynadı mı?! Madem bu kadar kolaydı Bizans'ı alt etmek, neden ona sürekli kılıç bileyen Venedikliler ya da Papa onu bir an önce ele geçirip ipini çekmedi? Öyle ya adamlar ortada Katolik dışında Hristiyan bırakmazken işlerine gelmez miydi Konstantinopol'ü de "dindar" yapmak? Buradaki oyun belli; Bizans zaten çökecekti, diyerek Fatih'in başarısını küçümsemek. Hani kedinin uzanamadığı ciğere mundar demesi gibi bir şey!
664 syf.
10/10 puan verdi
Dünya 1453'te Başladı
“Latin külâhı görmektense Türk sarığını yeğleriz.” Konstantinopol, 1453 “Zulüm 1453’te başladı.” İstanbul, 2013 ….. Kızıl Elma simgesine adanan bir ömür. İnsan ruhlu şehirlerin yaşanmışlığı altında fark edilemeyen o manevi baskı, tüm kadim şehirlerin öz benliğinde hissedilir. Atina’dan, İskenderiye’ye, Semerkand'dan Eriha'ya, Şam’dan Roma’ya,
Dünyanın İlk Günü 1453
Dünyanın İlk Günü 1453Beyazıt Akman · Kopernik Kitap · 20193,351 okunma
Benim anlatacaklarım kalpleri kırılgan, gözleri yaşlı genç kızların okuyacağı türden hikayeler değil!
Reklam
1.000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.