Aşı
Yeni Zelanda'da aşı takvimine hepatit-B aşısı ekledikten sonra tip 1 Diyabetin %60 oranında arttığı görülmüştür. Ülkemiz, dışarıdan gelen herhangi bir aşının,ne kadar güvenilir olduğunu hiçbir şekilde kontrol edebilecek durumda değildir. Çünkü ülkemizde bu araştırmalar yapabilmek için gereken donanım ve laboratuvarlar yoktur. Bazı aşılar da koruyucu olarak timerosal+aliuminyum hidroksit, bazılarında ise timerosal+formaldehit kullanılır. Bu üç madde bildiğimiz pestisitlerdir yani böcek ilaçlarıdır. Yerleştiği organa göre dalak, karaciğer, böbrek,beyin dokularında ve büyüme ve olgunlaşmadan sorumlu timus bezinde tahribat oluşturur. Örneğin,böbreklerle yerleştiğinde böbreklerin gelişimine engel olarak bir süre sonra kronik böbrek yetmezliğine; pankreasta yerleştiğinde, diyabet 1'e; beyinde yerleştiğinde, epilepsi, ferç, devamlı ağlama, sürekli kendi etrafında dönme, otizme vb. sebep olur. Bunların hepsi, aşıların prospektüsünde, yan etkileri başlığı altında detaylı olarak belirtilmektedir. Dolayısıyla üreticiler bu sonuçlardan sorumlu değildir, sorumluluk aşı yaptıranlardadır. Hastalanan çocukların saç örnekleri tahlil edildiğinde bazılarının beyinlerinde tehlike sınırının altındaki dozdan 125-150 kat fazla timerosal olduğu tespit edilmektedir. ***
Sayfa 393Kitabı okudu
Adam haklı .
Köylüler çok sıradan, gelişmemişler, pislik içinde yüzüyorlar... Aydınlarla da iyi geçinmek çok güç. Yoruyorlar insanı. Bütün o iyi tanıdıklarımız çok sığ düşünüyorlar; duyguları çok yüzeysel, burunlarından ötesini gördükleri yok, tek sözcükle aptal hepsi. Kafa yetenekleri biraz daha gelişmiş olanlar ise düpedüz isterikler. Tahlil ve abes beyin etkinlikleriyle çürümüşler. Ağlayıp sızlarlar; nefret kusarlar, hezeyan halinde iftira yağdırırlar; insana yan yan yaklaşır, kaş altından bakar ve yaftayı yapıştırırlar: "Hım, bir psikopat!" ya da, "Laf ebesi!" Alnına nasıl bir yafta yapıştıracaklarını bilemedikleri kişileri de, "Tuhaf bir adam bu, tuhaf!" diye nitelerler.
Sayfa 35 - Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları
Reklam
Yoruyorlar insanı. Bütün o iyi tanıdıklarımız çok sığ düşünüyorlar ; duyguları çok yüzeysel, burunlarından ötesini gördükleri yok, tek sözcükle aptal hepsi. Kafa yetenekleri biraz daha gelişmiş olanlar ise düpedüz isterikler. Tahlil ve abes beyin etkinlikleriyle çürümüşler. Ağlayıp sızlarlar, nefret kusarlar, hezeyan halinde iftira yağdırırlar ; insana yan yan yaklaşır, kaş altından bakar ve yaftayı yapıştırırlar: "Hım, bir psikopat!" ya da, " Laf ebesi!" Alnına nasıl bir yafta yapıştıracaklarını bilemedikleri kişilere de, " Tuhaf bir adam bu, tuhaf!" diye nitelerler. Ormanları sevmem tuhaflıktır. Et yememem de tuhaflıktır... Doğaya, insana dolaysız, temiz, özgür bir yaklaşım kalmamış artık... Kalmamış işte!
Sayfa 35 - Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları
Kafa yetenekleri biraz daha gelişmiş olanlar ise düpedüz isterikler. Tahlil ve abes beyin etkinlikleriyle çürümüşler. Ağlayıp sızlarlar, nefret kusarlar, hezeyan halinde iftira yağdırırlar; insana yan yan yaklaşır, kaş altından bakar ve yaftayı yapıştırırlar: "Hım, bir psikopat!" ya da "Laf ebesi!". Alnına nasıl bir yafta yapıştıracaklarını bilemedikleri kişileri de, "Tuhaf bir adam bu, tuhaf!" diye nitelerler. Ormanları sevmem tuhaflıktır. Et yememem de tuhaflıktır... Doğaya, insana dolaysız, temiz, özgür bir yaklaşım kalmamış artık... Kalmamış işte!
Sayfa 36 - İş Bankası Yayınları, 11. Basım, 2020
Köylüler çok sıradan, gelişmemişler, pislik içinde yüzüyorlar... Aydınlarla da iyi geçinmek çok güç. Yoruyorlar insanı. Bütün o iyi tanıdıklarımız çok sığ düşünüyorlar; duyguları çok yüzeysel, burunlarından ötesini gördükleri yok, tek sözcükle aptal hepsi. Kafa yetenekleri biraz daha gelişmiş olanlar ise düpedüz isterikler. Tahlil ve abes beyin etkinlikleriyle çürümüşler. Ağlayıp sızlarlar, nefret kusarlar, hezeyan halinde iftira yağdırırlar; insana yan yan yaklaşır, kaş altından bakar ve yaftayı yapıştırırlar; "Hım, bir psikopat !" ya da , "Laf ebesi !" Alnına nasıl bir yafta yapıştıracaklarını bilemedikleri kişileri de, "Tuhaf bir adam bu, tuhaf !" diye nitelerler.
Bütün o iyi tanıdıklarımız çok sığ düşünüyorlar; duyguları çok yüzeysel, burunlarından ötesini gördükleri yok, tek sözcükle aptal hepsi. Kafa yetenekleri biraz daha gelişmiş olanlar ise tüpedüz isterikler. Tahlil ve abes beyin etkinlikleriyle çürümüşler. Ağlayıp sızlarlar, nefret kusarlar, hezeyan halinde iftira yağdırırlar; insana yan yan yaklaşır, kaş altından bakar ve yaftayı yapıştırırlar: "Hım, bir psikopat!" ya da "Laf ebesi!" Alnından nasıl bir yafta yapıştıracaklarını bilemedikleri kişileri de "Tuhaf bir adam bu, tuhaf!" Diye nitelerler. Ormanları sevmem tuhaflıktır. Et yememem de tuhaflıktır... Doğaya, insana dolaysız, temiz, özgür bir yaklaşım kalmamış artık... Kalmamış işte!
Sayfa 36 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Reklam
91 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.