Ateşe atılmış bir adamın yüzüne akıtılan bir damla suyun değeri nedir? Bir gece yarısı, bir çölde yolunu şaşırıp kalmış adama, uzaktan görünen bir ışığın değeri nedir? Hasta döşeğinde müthiş sancılarla kıvrandığımız anda elimizi sıkan elin değeri nedir? Haksız yere darağacına giden bir masum indinde, son saatte yetişen adalet hükmünün değeri nedir? Çarmıdaki İsa'nın ayağı dibinde ağlayan Magdalanalı Meryem'in gözyaşının değeri nedir?
Bütün bir ömrün boş yere akıp gittiğini öğrenmek, bütün bir gençliğin boş emeller, boş hayaller, sakat işler peşinde heder olduğunu görmek; giderayak, birden bire gerçeklerin en iğrenci, en korkuncu ile karşı karşıya gelmek...
Her devrin kendine mahsus ölçüleri vardır. Bir savaş zamanında barışta olduğu gibi yaşamak, bir inkılap devrinde statik devirlerin kalıpları içinde sıkışıp kalmak bir gaflet, bir avarelik, bir sapıklık değil de nedir?