Beyza Çubuk

Sabahleyin yataktan kalkıp, kahvaltı edip, divanına uzanınca başını ellerine alır, gücünü kuvvetini esirgemeden düşünceye dalardı. Sonunda kafası bu sıkı çalışmadan yorulur ve rahat bir vicdanla kendi kendi kendine, "Eh, bugün insanlık için yeterince çalıştım," derdi.
Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Tarih ona yalnızca insanlığın ne kadar zavallı olduğunu öğretmişti: Bir dönemde insanlık felaketlere uğruyor, mutluluğunu yitiriyordu; sonra bütün gücüyle çalışıp çabalamaya koyuluyor, iyi günlere kavuşmak için türlü cefalara katlanıyordu. Nihayet tarihin bir döneminde insanlık rahata kavuşacak gibi oluyor; artık tarihin kendisi de rahat edecek, diyorsunuz. Nerede?Tekrar işler bozuluyor; her şeyin altı üstüne geliyor; insanoğlu yeniden çalışıp çabalamaya başlıyordu… Güzel günler bir türlü sürmüyor; hayat değişiyor, her şey durmadan bitip yeniden başlıyordu.
Sayfa 74 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
…ben şuna inanıyorum ki bir tek adam çıkıp hayatını eksiksiz ve tam olarak yaşasa, her duyguya bir form verse, her düşünceyi dışa vursa, her düşü gerçekleştirse… Bence dünyamız öyle taptaze bir sevinçle silkinir ki, insanoğlu ortaçağdan kalma tüm marazlarını unutarak gene Helenistik ideale döner… Belki Helenistik idealden de daha soylu, daha şahane bir şeye.
Sayfa 31 - Can YayınlarıKitabı okudu

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Dünya geniş. İçinde bir sürü harika insan var.
Sayfa 26 - Can YayınlarıKitabı okudu
Mektupların gelmesinin bu kadar zaman aldığı eski günlerde insanlar bunu nasıl katlanıyorlardı? Sanıyorum o zamanlar postacıyı üç hafta boyunca beklemek bir e-postayı üç gün beklemeye denk olmalı. Üç gün insana nasıl gelebilir? Tam bir ödüllendirilme duygusu yaratacak kadar uzun bir süre.
Sayfa 129 - AyrıntıKitabı okudu
Reklam
Reklam
174 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.