beyza

Düşlerde olanlar, hiçbir zaman üzerinde yabancı adamlardan oluşan bir ordunun ilerlediği bu çöl parçası kadar berrak ve gün gibi açık olamazdı.
Sayfa 107 - iletişim yayınlarıKitabı okudu
Reklam
Her yer bana boş ve hüzünlü geliyor. Yeryüzü bana eskimiş görünüyor, her yeri toz kaplamış. …Sevmek sevilmek de boş! İnsan korkunç bir yalnızlık içindedir. Kimsenin ne düşündüğünü bilemezsiniz.
Sayfa 205 - Can YayınlarıKitabı okudu
İnsanların beni beğenip beğenmemeleri umurumda değil artık. Ben kendimi tanımakla ilgiliyim.
Sayfa 419 - İletişim yayınlarıKitabı okudu

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
İnsanlık öldü. Belki de hiç yaşamamıştı. Belki de benim insanlığım diye bir şey yoktu. Ben hücremde yanlış hayallere sürüklenmiştim.
İletişim YayınlarıKitabı okudu
Beni hemen anlamalısın, çünkü ben kitap değilim, çünkü ben öldükten sonra kimse beni okuyamaz, yaşarken anlaşılmaya mecburum.
İletişim yayınlarıKitabı okudu
Reklam
Fakat, Allah kahretsin, insan anlatmak istiyor albayım; böyle budalaca bir özleme kapılıyor. Bir yandan da hiç konuşmak istemiyor. Tıpkı oyunlardaki gibi çelişik duyguların altında eziliyor. Fakat benim de sevmeğe hakkım yok mu albayım? Yok. Peki albayım. Ben de susarım o zaman. Gecekondumda oturur, anlaşılmayı beklerim. Fakat albayım, adresimi bilmeden beni nasıl bulup anlayacaklar? Sorarım size: Nasıl? Kim bilecek benim insanlardan kaçtığımı? Ben ölmek istiyorum sayın albayım, ölmek. Bir yandan da göz ucuyla ölümümün nasıl karşılanacağını seyretmek istiyorum. Tehlikeli oyunlar oynamak istiyor insan; bir yandan da kılına zarar gelsin istemiyor. Küçük oyunlar istemiyorum albayım.
Sayfa 259 - İletişim YayınlarıKitabı okudu
… Ve her şey onulmaz bir hastalık. Hissetmenin yararsızlığı, beceriksiz olma mecburiyetinin ürpertisi, eylemekten âciz olmak…
Sayfa 455Kitabı okudu
Dış dünyanın varlığı, sahnede oynayan bir aktörün varlığına benziyor: Var olduğuna şüphe yok, ama kesinlikle bambaşka bir şey olarak.
Sayfa 455Kitabı okudu
Alafrangalık, zevki ve tefekkürü dumura uğratan bir kabuk.
Sayfa 128Kitabı okudu
Bugünkü "düz yazı" nın ne edebiyatla münasebeti var, ne haysiyetle: bed, cıvık, yüzsüz. Kelimeler, ibarenin içinde, tımarhaneden fırlayan akıl hastaları gibi koşuyor. Hepsinin sırtında aynı urba, bakışlarında aynı manasızlık. Nesir yok artık. Nazım var mı ki?
Reklam
Dilini unutan bir nesil, yabancı dili nasıl sevsin?
Anladım ki aklına geleni yazmak yazı yazmak değildir.
‘Bir hırsız yaratmak için, bir sahip yaratın; suç yaratmak istiyorsanız, yasalar koyun.’ Toplumsal Organizma
Sayfa 123Kitabı okudu
Kendi aşkımı, kendi yaramı sade kendi gözlerim gördü.
89 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.