beyza

Denizin kederini anlatacak dili yok, dedim ve devrildim, böyle sürdü uzun yıllarım düştüm,sustum,içimden geçirdim, evi oldum sol yanından yaralı bir salyangozun ve komşusu ağlayan bir ağacın. Yeryüzü, ah yeryüzü diyerek gürültüsüne de alıştım kapladığım yerin. Bana verdiğin bu yarı-saydam gövdeden sisin altında uğuldayan ve ipuçlarını bir türlü çözemediğim üç-eksik-uzun vakti geçirdim. Sadece bir baş dönmesi kaldı şimdi ömrümden, o acı suyu biriktirdiğim Ağaç anlatabilir kendini yağmura, hiç değilse fısıldayabilir-bunu biliyorum. Kuş nasıl tarif edecek; konsa yeryüzünde av, uçsa bir ömür boynunda vebal. Ve kimim ben, düşe kalka dolaşan yorgun ruh, dolaşık gönül, som gurur? Ve kim, beni omzumdan öpüp o siyah yolculuğa çağırır?
Birhan Keskin
Birhan Keskin
Reklam
Kaybedince üzüleceğim bir şeyim olmadı hiç. Biraz ödlek olmamın nedeni de bu belki. Ama bu iyi bir özür değil. Gerçekten değil.
Onunla birlikte gezmeyi sevmediğimden değildi. Ama bir gün de istememiştim gelmesini. Hiç kızmamıştı -hiçbir şeye kızmazdı o- ama ne zaman moralim bozulsa, hep aklıma gelir bu.

Reader Follow Recommendations

See All
İnsanlar hep yanlış şeyleri alkışlıyorlar.
Sayfa 84
Onunla mutlaka telefonda konuşmak istiyordum. Duyguları filan olan biriyle yani.
Sayfa 68
Reklam
856 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.