Fazla öfkeliyim, fazla kırgınım. İçimde tüm dünyayı yakıp yok etme, her şeyi kırıp dökme isteği var ama uyuşuk ellerim, zar zor hareket eden bedenim ve durmak nedir bilmeyen baş ağrısıyla tavanı seyredip göz yaşı döküyorum. Elimden gelen tek şey bu çünkü fazlasına gücüm yok.
Yatağımın karşısında bir pencere var. Odanın duvarları bomboş. Nasıl yaşadım on yıl bu evde? Bir gün duvara bir resim asmak gelmedi mi içimden? Ben ne yaptım? Kimsede uyarmadı beni. İşte sonunda anlamsız biri oldum. İşte sonum geldi. Kötü bir resim asarım korkusuyla hiç resim asmadım; kötü yaşarım korkusuyla hiç yaşamadım. Bana acımayın.