Bilmeyen yoktur diye düşünüyorum. Her yayınevi basımını yaptı, reklamını yaptı, çekilişini yaptı. Yetmedi bez çanta ve maskesini de yaptılar. Popüler oldu, herkes aldı. Çoğunluk sevdi. Bir kısım da sevemedi. Ben arada kalan kısımdayım sanırım. Anne gibi aşırı hareketli, çok konuşan, her şeye muhalefet olan çocukları pek sevemiyorum. Kitabı okurken bile Anne’nin konuşmaları başımı ağrıtacak derecede canımı sıktı. Bazen o kadar sıkıldım ki bırakma noktasına geldim. Ama sonlarına doğru Anne büyüdükçe sevmeye başladım. Biraz daha akıcı olmaya başladı kitap. Çünkü daha sakin ve aklı başında kararlar verebiliyordu. Bazı üzücü olaylar da yaşayınca içim buruk ayrıldım kitaptan. Devam serisini okumak konusunda hevesli değilim ama illa da okumam demiyorum. Sadece kendi yaş grubuma pek uygun olduğunu düşünmüyorum.
Bana İpek Ongun’un kitap serisini anımsattı. Orada ki karakterin büyüme, öğrenme sürecini okumak gibiydi. Yaşı küçük okuyucuların daha çok okuyabileceği, okurkende bazı değerleri, hayatı, gerçekleri öğrenme ve yardımcı olabileceği bir kitaptı benim gözümde. Ayrıca bu kadar popüler olmasaydı herkes sevmezdi gibi geliyor bana. Çünkü son zamanlarda hangi kitap popülerse sanki onun sevilmesi gerekiyormuş gibi bir algı var. Bunu bir noktada kırılması gerektiğini düşünüyorum.