Buğra Çoban

Buğra Çoban
@bgrmstfcbn
Öğrenci
Dubrovnik Üniversitesi
Dubrovnik
Orta Asya
7 reader point
Joined on June 2018
Salih Bozok
"Atatürk bir gün bir rüya görmüş. Gördüğü rüyayı bana şöyle anlattı: 'Büyük bir otelin salonunda Atatürk oturuyormuş. Ben de yanında imişim. Salonun köşesinde bir bilardo masası varmış. Masanın başında arkası kendisine dönük olan bir zat oturuyormuş. Tam bu sırada odanın kapısı açılmış ve iri yarı 30 kadar adam içeri girınişleı:
Reklam
Salih Bozok
"Hekimler büyük ölünün odasından çıktıkları zaman yüzüm kimbilir nasıl korkunç bir hal almıştı ki operatörü Mim Kemal Bey telaşlanarak: 'Nereye gidiyorsun' diye sormaya mecbur oldu. 'Hiç ' dedim. .. gidiyorum. işim bitti artık'. Fakat Mim Kemal Bey bırakmadı. Kolumdan tutarak aşağı kadar indirdi. Kalbim, iki değinnen taşı arasına düşmüş bir buğday tanesi olsa ancak bu kadar ezilirdi. Ne ağlayabiliyor, ne konuşabiliyor, ne de konuşulanları anlıyordum. Bir ara büsbütün kendimden geçmişim. Odadan deli gibi fırladım. 'Nereye' diye arkamdan koştular. 'Şimdi geliyorum' dedim. Bundan sonrasını hiç. ama hiç hatırlamıyorum". Atatürk'ün yaveri Salih Bozok şuursuzca Saray'ın merdivenlerinden aşağı koştu. Alt katta boş bulduğu bir odaya dalıp kapıyı kapattı. Az sonra içerden tek el silah sesi duyuldu. Sesi duyup odaya koşanlar içerde O'nu kanlar içinde buldular. Tabancasından kal- bine sıktığı bir kurşunla devrilmişti ...
Atanın son sözleri
'Saat kaç?' '7 efendim '. Aynı suali bir iki defa daha tekrar etti, aynı cevabı verdim Biraz sükunet bulunca yatağa yatırdık. Başucuna sokuldum: 'Biraz rahat ettiniz. değil mi efendim ' diye sordum. "Evet ... ' dedi. Arkamdan Neşet Ömer lrdelp yanaşıp rica etti: 'Dilinizi çıkarır mısınız efendim?' Dilini ancak yarısına kadar çıkardı. Dı: lrdelp tekrar seslendi: 'Lütfen biraz daha uzatınız'. Nafile. Anık söyleneni anlamıyordu. Dilini uzatacağı yerde tekrar tamamen çekti. Başını biraz sağa çevirerek Dr. İrdelp' e dikkatle baktı ve; "Aleykümselam" dedi. Son sözleri bu oldu.

Reader Follow Recommendations

See All
Ata nasıl öldü?
DR. ISMAIL ARAR SAGLIK BAKANLIGI MÜSTEŞARI "Atatür'teki öldürücü hastalığın başlangıcını hemen hemen 1936 senesinin sonlarına kadar geri götürmek yanlış bir düşünce addedilemez. Gerçi henüz en dikkatli mütehassısları bile şüphelenDR. ISMAIL ARAR SAÔLIK BAKANLIÔI MÜSTEŞARI "AtatürHeki öldürücü hastalıRın başlangı cını hemen hemen 1936 senesinin sonlarına kadar geri götürmek yanlış bir düşünce addedilemez. Gerçi henüz en dikkatli mütehassısları bile şüphelendirecek herhangi bir alamet görülmüyordu, fakat 1 936 sonunda hiılinde bir başkalık olduğunu kabul etmemeye imkan yoktu. Dai- ma biraz halsiz ve yorgun. hatta solgun görünüyordu. Başlangıçta görülen bu ufak-tefek delil ve emareleri bir karaciğer kifayetsizli- ğine bağlamak kimsenin aklına gelmemiş ve bu suretle sevgili Ata- türlc kendisini bekleyen mukadder akibete doğru sürüklenip gitmiş- tir". Teşhis hatasının üzerine "mukadder akibet" örtüsünü örtüp, "se vgili Atatürk'ü" ecele teslim etmek...
Tarih,Atatürk'ün etrafında şekillenmelidir ve öyle olacaktır.
Sayfa 17 - KronikKitabı okudu
Reklam
İslam dünyası saplantılı ve dar görüşlü insanlardan oluşmamaktadır ve Kemalizm'e yakın önemli düşünürleri vardır
Sayfa 14 - KronikKitabı okudu
Düşün bir kez. Kapkaranlık büyük bir evin içinde dolaşıyorsun. Yüzlerce odanın içinde çeşit çeşit şeyler var. Fakat zerre kadar ışık yok. El yordamıyla ilerliyorsun. Elbette öteberi kırılır. Hem elalemin kıymetli eşyalarını parçalar hem de kendini yaralarsın.
Sayfa 66 - Karanfil yayıneviKitabı okudu