Bahadır ÖREN

Bahadır ÖREN
@bhdrrn
Medeniyet Mühendisi
Erciyes Üniversitesi
Niğde
6 reader point
Joined on January 2019
Fırtına
Sevgili Selma, insanın hayatı annesinin karnında başlayıp mezarda sona ermiyor. Ay ve yıldızlarla aydınlanan engin gökyüzü, seven canlar ve uyumla birleşmiş ruhlar tarafından terk edilmiş değildir.
Sayfa 27 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Fırtına
Aşkın uzun bir dostluktan ya da sürekli bir ilişkiden doğduğunu sanmak yanlıştır. Aşk manevi bir kaynaşmanın meyvesidir. Eğer bu kaynaşma bir anda olmazsa değil bir yılda bir yüzyılda bile oluşmayacaktır...
Sayfa 27 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Fırtına
O akşam ben de adeta düşteymiş gibi Lübnan'ın o şiirsel görünümünü gördüm. Bir şeyin görüntüsü böylece duygularımıza göre değişiyor. O şeyde gördüğümüzü sandığımız büyü ve güzellik aslında bizim kendi içimizde yer alan büyü ve güzellikten başka bir şey değildir.
Sayfa 25 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu

Reader Follow Recommendations

See All
Fırtına
Sessizlik bizi kendimizden ayırır ve tanrılara yaklaşmamız için ruhun gök kubbesinde dolaştırır. Sessizlik, bedenimizin hapishane hücrelerinden daha değerli olmadığını ve bu dünyanın bizim için bir Sürgün yerinden başka bir şey olmadığını algılamamızı sağlar!
Sayfa 23 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Beyaz Meşale
Tanrılar ikimizin bedenini tek ve bütün bir bedenden yaratmışlardı, bu ayrılık da ruhlarımız için ıstıraptan başka bir şey değildi. Acılı bir ruh, yabancı bir diyarda yakınlarından biriyle karşılaşan bir yabancı gibi kendine benzeyen, aynı duyarlılığı paylaşan bir başkasıyla birleşince huzura kavuşur. Hüzün, kalpleri sevinçten ve neşeden daha çok birleştirip yakınlaştırır. Aşk, gözyaşlarıyla yıkandığında saftır, güzeldir ve sonsuzdur!
Sayfa 19 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Tapınağın Kapasında
Güzellik, bakan kişi ile bakılan kişi arasındaki bakışta saklı bir akıştır.
Sayfa 15 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Yazgının Eli
Yaşlı insanlar, bir yabancının ülkesine geri dönmek istemesi gibi gençlik günlerini hatırlamaya bayılırlar. Bir şairin en güzel şiirini okumaktan zevk duyması gibi onlar da çocukluk anılarını anlatmaktan büyük bir haz duyarlar. Şu an, onlara göre çok hızlı akıp geçtiği için, gelecek de onlara sisler içindeki batış ve mezar gibi göründüğü için, çocukluk hikayelerini zihinlerinde hep canlı tutarlar.
Sayfa 10 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Sessiz Melankoli
Çünkü etrafına neşe saçan, umutsuzluktan yaratılmayan ve aşkın elleriyle düşlerin beşiğine konulmayan bir insan, hayatı boyunca varoluş kitabında boş bir sayfa olarak kalacaktır.
Sayfa 7 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Sessiz Melankoli
Cahillik hiçliğin beşiği, hiçlik de kaygısızlığın yatağıdır, denir ya... Bu yeryüzünde ancak ölü bedenler için doğrudur. Cahillik, gerçek ve sağlam bir duyarlılıkla birlikte olduğunda, ölümden de acı olur. Olayları yoğun olarak hisseden ama onları çok iyi değerlendiremeyen duyarlı çocuk, güneşin altındaki en mutsuz yaratıktır.
Sayfa 6 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Sessiz Melankoli
Aşk dilimi çözdü ve konuşmaya başladım. Gözlerimi açtı da gözyaşı döktüm. Göğsümü açtı da iç geçirdim.
Sayfa 5 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Büyümek yaşamdı ve yaşam her zaman ışığa doğru yürümeye yazgılıydı.
Hangi ıraka mensup olursa olsun, milletler unutmamalıdırlar ki;milli gücün ve azametin tek şartı, "yüksek ideale ve buna ulaşmak için sağlam bir ahlaka sahip olmaktır."
Sayfa 23 - İDİL YAYINCILIKKitabı okudu
"Tarifler pasta yapmaya yetmez." WİLLİAM JAMES
Heybetli ses(Tanrı) üçüncü defa sordu: -Ne diyorsun Selim Pusat? -Doğrudur! -Bütün olanların ilk sebebi senin kralcı oluşun mudur? -Evet! -Bunu ilk günah diye kabul ediyor musun? -Asla! -Neden? -Bütün o muhteşem kralları sen yarattın!
Sayfa 257 - ÖtükenKitabı okudu
Eğer gideceğin yerin bir sınırı varsa.. Eğer yapacaklarının bir sınırı varsa... Eğer bir gün mutlaka bir sonla önünü kesiliyorsa... Sen ömrün boyunca daima bir fanusun içindesin demektir. Bu durumda rahatlıkla "İnsan bir fanusun içinde hep bir fazlası için yaşar" diyebiliriz.
Reklam
Yani illa bir şeylerin yaşanması ya da bazı şeylerin kapak misali tam senin başında patlaması gerekmiyor. Şimdi sağlam düşün! Dünyada açlık çeken yüz milyonlarca insanı düşün... Savaş tehdidi altında olan insanları, çeşitli hastalıklara yakalanmış,  çare bekleyen insanlar düşün... Ve şimdi de bütün bu dertler, sıkıntılar orada öylece dururken hiçbir şey yokmuş gibi kendini yatağa gömdüğün zamanlarını hatırla... İlla ailenden birinin canımı yanması gerekiyor ya da İlla bir yerler mi yanmalı senin hareket etmen için?