108 syf.
10/10 puan verdi
Feride Çicekoğlu,12 eylül karanlığını hapishanedeki bir çocuğun gözünden anlatıyor.
Kitaplarin yakıldığı, insanların fikirleriyle suçlandığı bi donemi ancak bir çocuk kalbi bu kadar güzel ve samimi anlatabilirdi.Barışın içsel konuşmaları başarılı bir şekilde kitaba yansıtılmış. Kitabı okurken çocukların masum ve temiz taraflarını kirletenlerin aslında büyükler olduğu kanısına vardım.{küfretmek,kavga etmek,hırsızlık,yalan} Sanırım büyümek tüm kötülükleri beraberinde getiriyor.
Küçük prens tadında çerez kitaplardan...
#ALINTI
●○``Sen artık yıldız görebiliyor musun İnci?
Bizim göğümüzün bir tek gündüzü var.
Senin göğünde akşam oluyor mu?`` ●○
Zweig sen nasıl güzel bir adamsın, kısa yazıp da bu kadar yoğun olayların olması benim Zweig in selendeki en büyük etken. Kitabın içeriğinden bahsedeyim biraz. Eski bir doktorun yolculuk sırasında tanıştığı birine sırf içinde tutmaktan yorulduğu için başında geçenleri anlatmasıyla başlıyor kitap. Kendinden yardım isteyen bir hastaya yardım etmeyen doktorumuz, vicdan azabıyla beraber aşka tutuluyor, vicdan ve aşk o kadar iç içeydi ki ayıramiyorsunuz bile. Burda aşkın ne kadar hastalıklı mantık dışı bir duygu olduğunu görüyorsunuz. Doktorun kibirli kadınlara karşı ilgili olması da garip bi fanteziydi. Yine bir intihar vardı, Zweig in vazgeçilmez olgusu intihar. Genel olarak kitabı çok sevdim ben.
Öykülerce...
Geçenlerde bi arkadaşım hiç Şermin Yaşar okudun mu? Dedi. Bende instagram da takip ediyorum okumama gerek yok dedim ki kitaplarının içeriğinin instagram da yaptığı paylasimlardaki yorumlarla aynı olduğunu düşünmüştüm hep bu çıkarımımda haklimiyim aceba die aldım #göçüpgidenlerkoleksiyoncusu kitabını bi solukta bi nefeste okudum. Bazen çok güldüm, ne yalan söyleyeyim bazen de çok ağladım... Bildik, bizden, içimizden ama bilindik olmayan öyküler okudum... keyifle okudum #tavsiyekitap olarak burada kalsın
Not: çıkarımımda haklıymışım ama düşündümde aslında karsimda paylaşımlariyla kendini doğru tanıtan ve tabi ki benimde doğru tanıdığım bir Şermin Yasar olmasından kaynaklanan bir durum olduğu kanısına vardım #okudumbitti #okuyun
Ayn Rand - Himn
Kitap insanın “biz”ler arasında “ben”ini bulmasına yardım edecektir. Çok akıcı bi roman. Kısa zamanda okuyub bitirecek ve beyeneceksiniz. Kısa olmasına rağmen öğreneceyiniz çok şey olacaktır
Çaresaz'ın kelime anlamı "Çare bulan." demektir.
Kitabın içeriğinden bahsedecek olursam, erken yaşta anne-babasını kaybeden kızımız bir aile tarafından büyütülür, öğretmen olunca manevi ailesinden de ayrılır. Herkese yardım ettiği için çaresaz derler.
Çaresaz yaşlı komşusu ve oğluna yardım eder, o sırada evin ogluyla yani Münir'le bi yakınlaşma olur aralarında.
Her iki karaktere de gıcık oldum aslında daha ilk buluşmada anlamsız bi yakınlaşma oldu. Sonra imam nikahıyla aldı çaresaz'ı çünkü ayrılmak istediklerinde kolaylıkla ayrılabilirlerdi, ama o şerefsiz Münir'in güya bu kadar sevmesine rağmen böyle birşey yapıp resmi nikah yaparak başkasıyla evlenmesi çok saçmaydı, çaresaz'ın da buna rağmen hâlâ aynı evde kaldı pes doğrusu, içmeden nasıl bu kafaları yaşıyor bu karakterler anlamıyorum.
Türk fantastik yazarlarından en en en iyisi!
Büyük bir Büşra Toraman hayranıyım. Kendilerini Wattpad'den beri takip ederim. Normalde Wattpad ve altını çizerek söylüyorum Türk fantastik'e karşı ön yargılıydım. Bunu Büşra yıkıp geçti. Öyle güzel bir anlatım tarzı var ki olayları yaşıyormuş gibi hissediyorsunuz. Eğer üzerinde Türk yazar yazmasaydı
