HAKSIZLIK KARŞISINDA SUSAN DİLSİZ ŞEYTANDIR!
Martin Nirmöller ;
1892-1984 yılları arasında yaşamış alman rahip yahudilere karşı soykırıma karşı olmamış ve daha sonra pişmanlığını şu şekilde dile getirmiştir;
“Naziler önce komünistler için geldiler, bir şey demedim çünkü komünist değildim. Sonra yahudiler için geldiler ve bir şey demedim çünkü
'Sizi Rahatsız Etmeye Geldik'
Biz, Allah’tan başka sahibi olmayanlarız. Kimseye eyvallah etmeyen, kimseye biat etmeyen, bütün dogmalara, tabulara saldıran, kimsenin bir yerlere oturtamadığı bir garip kuşağız.
Bir demli çayın buğusudur şifremiz, ya da bir sigara dumanının kavisi. Nedensiz dalıp gitmelerdir muhabbetimizin en koyu anları. İç
Öncelikle NFK’den bahsetmek gerekirse; 1940 öncesi NFK ile 1940 sonrası NFK iki ayrı kişiliktir ve neredeyse birbiriyle alakası yoktur. Mina Urgan da “Bir Dinozorun Anıları” adlı kitabında 1940 öncesi NFK ile yaşadığı anılardan bahsetmiş. Mina Urgan’ın tanıdığı NFK’yi, yine Mina Urgan’ın kaleminden biz de tanıyalım, bakalım
Neymiş benim üstlenmem gereken o bir sürü mesele? Öncelikle iyi meseleleri benimsemeliymişim, sonra Tanrı meselesini, insanlık, hakikat, özgürlük, insaniyet, adalet meselelerini; dahası halkımın, hükümdarımın, vatanımın, meselelerini; ayrıca tin (ruh) meselesini ve daha binlerce başka meseleyi… Bir tek Benim kendi meselem hiçbir zaman Benim
Oldum olası pürüzsüz, karşıdan baktığınızda bir porselen soğukluğu hissettiren mekânlardan, insanlardan uzak durmuşumdur. Onlara baktığımda içimde bir hikayesizliğin verdiği soğukluk, yaşamın insan yüzünde bıraktığı çiziklerden yoksunluk ve yapay bir ışığın verdiği yavanlık hissi uyanır içimde. O yüzden şehrin yaşama tutunamamış, duvarlarında umut