Doğadan bir vahiy bekledimse boşuna
Baktım akşam herkesin kabul ettiği kadar akşamdı
Hiç bir meşru yanı kalmamıştı hayatımın.
Sözlerimin anlamını beni ürkütüyor
Böylesine hazırlıklı değilim daha
Bilmek bu da ürkütüyor. Gene de biliyorum
Kapanmaz yağmurun açtığı yaralar
Ben ne büyük bir dalgınlıkla bakmış olmalıyım ki hayata görmedim orda çinko damlar ve plastik sürahilerin tanrısını yerimi yadırgadım yerim olmadı zaten kendi mezarımdan başka çılgının biri sanılmaktan sakınmaya vaktim olmadı durmadan bir beyaz aygırla taşardım derin göllerden bir gebe kısrakla kaçardım derin ormanlara güneşin zekâsıyla doymak isterdim kaba solgun kâğıtlar sunardı
şehrin insanı bana
şehrin insanı, şehrin insanı, şehrin
kaypak ilgilerin insanı, zarif ihanetlerin
Gündüzün kimlik soruldu ona
Sağcı mı solcu mu olduğu sorusuna cevap verdi.
Seken bir kurşun kadar
Kurşuni bir kış denizi kadar bile
Taraf tutmayan ölüm.
Bize ne başkasının ölümünden demeyiz
Çünkü başka insanların ölümü
En gizli mesleğidir hepimizin
Başka ölümler çeker bizi
Ve bazan başkaları
Ölümü çeker bizim için.