İsmet

656 syf.
10/10 puan verdi
·
8 günde okudu
Cennetin Doğusu
Kusursuz bir kurgu, muazzam işlenmiş Âdem ve Havva, Habil ile Kabil motifleri... John Steinbeck’in zekasına hayran kalmamak elde değil. Nasıl ki İtalyan sanatçı Giovanni Strazza, o çok bilinen ‘Duvaklı Bakire’ isimli eserinde mermer gibi işlenmesi oldukça zor olan bir taştan bu denli başarılı, bakan herkesi hayran bırakan şeffaf duvaklı mermer bir
Cennetin Doğusu
Cennetin DoğusuJohn Steinbeck · Sel Yayıncılık · 20176,4bin okunma
Reklam
528 syf.
9/10 puan verdi
·
6 günde okudu
Tanrı Bilmez, Küçük İnsan Olmak Ne Demek.
Bu kitap, Ekim 1917 devriminden 31 Aralık SSCB’nin resmen dağılışına kadar, Sovyet Rusya’nın içinde yer alan Rus, Azeri, Ermeni, Tacikistanlı, Özbek, Kazak, Kırgız gibi halkların yaşadıkları dönemi, kendi ağızlarından anlattıkları bir ağıt. Komünizm-Kapitalizm çatışması, Amerika-SSCB çatışması, kısaca soğuk savaş dönemi insanların ne hissettiklerini, bu politik, siyasi ya da ideolojik çatışmaların şimdiki zamanda bile o halkların hayatlarını nasıl etkilediğini derin bir acıyla okudum. Resmen bir yazılı belgesel. Sonuç ne olursa olsun bütün fizyolojik ya da psikolojik savaşlardan en çok güçsüz insanlar etkileniyor. Hayatlarını ne uğruna feda ediyorlar belli değil. Çeşitli politik sistemlerin yetiştirdiği bireylerin gerçekten o ideolojiyi taşıyıp taşımadıklarının bir önemi yok çünkü “klonlanarak” o görüşün peşinde hayatlarını heba ediyorlar. Günümüzde bile hala bazı topraklarda devam eden savaşın hiçbir kimseye yararı yok, rant peşinde koşan totaliter ve diktatör rejim yöneticileri hariç. Kitabın 213. sayfasında da söylendiği gibi: “Tanrı bilmez, küçük insan olmak ne demek.”
İkinci El Zaman
İkinci El ZamanSvetlana Aleksiyeviç · Kafka · 2016441 okunma
272 syf.
·
Puan vermedi
·
4 günde okudu
21. yüzyılın en iyi romanları listesinden gördüm yazarın da Nobel ödüllü olması dolayısıyla boş çıkmayacağını düşünerek aldım. Kitabı bitirdim evet ama kitap mı beni okudu ben mi kitabı okudum bilemiyorum. Son 50 sayfaya gelene kadar kafam karma karışık oldu. Kendimi o kadar rahatsız hissettim ki okurken yazarın dilinden mi yoksa çeviriden mi olduğunu idrak edene kadar kitap bitti. Organ bağışı için klonlanan çocukların ve Kathy H. isimli bir bakıcının çevresinde dönüyor olaylar ve Kathy’nin gözünden yaşıyoruz Hailsham yatılı okulunda yaşananları ve sonrasını. Spoil vermek ve daha fazla detaya girmek istemem. Her kitap herkes için yeni bir zihin yolculuğu ve herkes kendisi keşfetmeli bunu. Ama şunu söyleyebilirim ki bizim de klonlanan öğrencilerden hiçbir farkımız yok. Sonunda öleceğimizi bile bile umutla yaşıyoruz. Sevdiklerimizle bir gün daha fazladan geçirebilmek için. Belki de yazar ölümlülüğümüzü yüzümüze vurmak için bu ütopyadan yararlanmıştır.
Beni Asla Bırakma
Beni Asla BırakmaKazuo Ishiguro · Yapı Kredi Yayınları · 20217,8bin okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
278 syf.
·
Puan vermedi
·
5 günde okudu
Kitabı ikinci kez okuyuşum ve bu kez de kafam allak bullak oldu. Kafka okuduğum diğer hiçbir yazara benzemiyor ve okuduklarıma da sadece roman deyip geçemiyorum. Her şeyi o kadar somut bir şekilde gözlerinizin önüne seriyor ki ortamdakilerin nefesini bile hissediyorsunuz. Her şeyin hayal ürünü kurgular olduğunu anlamanıza rağmen sizi içine sürüklediği şey aslında kendi ruh hali. Kafamda eşleştiremediğim o kadar durum var ki kitabı yarılamama rağmen ben resmen okuduğumu anlamıyorum diye kendinizi sorguluyorsunuz. Bu kitapta da tıpkı Dönüşüm’de olduğu gibi sabah uyandığında hayatı değişen bir adam var. Tutuklanıyor. Ne ile itham edildiği, suçunun ne olduğuna dair herhangi bir şeyden bahsedilmiyor. Çünkü bu aslında yazarın paranoyak dünyasında ürettiği bir distopya. Dava, Bay K.’nın zihninde uydurduğu ve savaştığı bunu yaparken de hukuk sistemine bir eleştiride bulunduğu diğer kitaplara benzeyen bir yolu olmayan bir kitap. Hangimizin zihnimizde ürettiğimiz davaları, yargılamaları ve infazları yok ki? Kaçımız bunları dile getirebilecek kadar cesuruz? Kafka günlüklerinde şöyle diyordu: “Aç kendini, insan dışarı çıksın.” Dipnot: Tanıl Bora’nın çevirisini yaptığı, Ronald Gray’in önsözünü yazdığı ve Eliseo Vivas’ın sönsözüyle bitirilen içerisinde yazarın kronolojisine ve Dava için yaptığı çizimlere de yer verilen İletişim Yayınları baskısını övmek istiyorum biraz da. Yazara, kitaba ve okuyucusuna ne kadar değer verdiklerini gösteriyorlar bu özenli basımla. Bu yüzden İletişim Klasikleri hiçbir zaman hayal kırıklığına uğratmıyor beni.
Dava
DavaFranz Kafka · İletişim Yayınları · 201553,6bin okunma
268 syf.
·
Puan vermedi
·
13 günde okudu
Bir kitabı ancak yazarı tanımlayabilir. William Faulkner neden en sevdiği romanının Ses ve Öfke olduğunu açıklarken şöyle diyor: “Yazdığım bir romanı daha önce yazdıklarım arasından bana en çok acı ve keder verenine göre yargılarım, tıpkı bir annenin hırsız ya da katil olan çocuğunu rahip olan çocuğuna oranla daha çok sevmesi gibi.” Bu
Ses ve Öfke
Ses ve ÖfkeWilliam Faulkner · Yapı Kredi Yayınları · 20202,419 okunma
Reklam
151 syf.
6/10 puan verdi
·
3 günde okudu
Salinger’ın Çavdar Tarlasında Çocuklar kitabından sonra ikinci okuduğum kitabıdır. İkisinden hiç keyif almadığımı söyleyebilirim. Öncelikle çeviri mağduru olduğunu düşünüyorum kesinlikle. Çevirmenin dili akıcı değil yorucu hatta. Yabancı bir filmi başarısız bir Türkçe dublajla izliyormuşsun etkisi var. Ama yazarı sevip sevmediğime emin değilim. Kendi dilinde okuyup öyle karar vereceğim sanırım.
Franny ve Zooey
Franny ve ZooeyJ. D. Salinger · Yapı Kredi Yayınları · 20202,018 okunma
680 syf.
10/10 puan verdi
·
21 günde okudu
“Öyleyse kim kurtaracak beni var olmaktan?” cümlesiyle başlayan bir kitabın ne anlattığına değinmeye gerek yok diye düşünüyorum. Dolayısıyla kitabı okurken hissettiklerimden ve yaşadıklarımdan bahsedeceğim sadece. Öncelikle kitabı yirmi günde tamamen sindirip okuyabildim araya da dört küçük kitap alarak. Sindirmek dedim çünkü bu kitap sadece okunmuyor iliklerinize kadar hissetmeniz gerekiyor. Bu kadar kusursuz bir kitap beklemiyordum. Bu kadar benden bizden sizden bahseden bir kitap olduğunu tahmin etmiyordum. Altını çizmediğim çok az yeri kaldı sanırım. Sınavlara hazırlanırken önemli noktaları kaçırmamak için kitapların bazı yerlerini çizdiğimi hatırladım bir an. Ama bu kitabın cümlelerinin altını çizmek yeterli gelmeyecektir. Tamamen adını fosforlu kalemle çizmek gerekiyor. HUZURSUZLUĞUN KİTABI. Varoluş sancısını bu kadar derinden işleyen bir kitap okumadım daha önce. Kelimenin tam anlamıyla huzurumuz kalmamıştır. Favori kitaplarımdan birisi oldu, başucu kitaplarımdan da diyebilirim. Edebi bir inceleme yapmaya yetkim ve altyapım müsait değil sadece bir okur olarak hissettiklerimi ifade etmeye çalıştım. Kısacası bir inceleme değil bir yorumdur bu yazdığım. Son olarak benim fikrime göre kitabın felsefesini en iyi özetleyen cümleyle bitirmek istiyorum: “Ne mutlu yaşamlarını kimseye emanet etmeyenlere.”
Huzursuzluğun Kitabı
Huzursuzluğun KitabıFernando Pessoa · Can Yayınları · 202110,6bin okunma
109 syf.
10/10 puan verdi
·
6 saatte okudu
Tezer Özlü’nün bütün kitaplarını içselleştirmiş ve onun kalemini çok seven daha doğrusu onu duyabilen biri olarak bu mektuplardan oluşan kitap o kadar güzel ve değerli geldi ki bir solukta okudum. Kitaptan öğrendiğim küçük bir bilgi Ferit Edgü’ye de hayranlık duymamı sağladı. Yaşamın Ucuna Yolculuk kitabının adı ilk olarak “Bir İntiharın İzinde” olduğunu ve Ferit Edgü’nün önerisiyle şimdiki adını aldığını onun hakkında yazılmış yazılardan zaten biliyordum fakat Ferit Edgü’nün sahibi olduğu Ada Yayınları’na ait ilk basımında yer alan kapakta Edvard Munch’a ait “Hasta Çocuk” isimli tablonun ve yine Çocukluğun Soğuk Geceleri kitabının kapak tasarımında Edvard Munch’a ait “Dört Kız” isimli tablonun olması beni çok etkiledi. Resimle ilgilendiğim için midir yoksa Tezer Özlü’yü çok sevdiğim için midir bilmiyorum ama bunu hissetmek çok güzeldi. Tezer Özlü ülkemizin ve çağdaş Türk edebiyatının en iyi yazarlarından biridir. Keşke daha fazla yaşasaydı da dayanamadığı dünyada bize de dayanma gücü veren bir kaç kitap daha bıraksaydı.
Her Şeyin Sonundayım
Her Şeyin SonundayımTezer Özlü · Alfa Yayıncılık · 20192,169 okunma
531 syf.
8/10 puan verdi
Hakan Günday’ın tek okumadığım kitabıydı. Aslında biraz zor günler için saklamıştım. Bundan daha zor gün mü olur diye başladım. Yazarın dilinden rahatsız olmaya başlamıştım ki 2. bölümde yakaladı beni. İlk romanı olduğu için kitabın başında ve sonunda dili o kadar farklı ki. Zaten bu kitabı yazmaya başladığında lise 2. sınıf öğrencisiymiş, çok hissettim bunu kitabın başlarında. Kayra’nın Yolundan sonra oturmaya başladı dili ve sonrası aktı gitti. Beğenerek okuduğum yazarın gelişim sürecini gördüğüm bir kitap oldu. Fakat AZ ve DAHA kitaplarının daha iyi olduğunu düşünüyorum.
Kinyas ve Kayra
Kinyas ve KayraHakan Günday · Doğan Kitap · 202227,1bin okunma
80 syf.
6/10 puan verdi
Elinize aldığınız anda en fazla 1 saat içinde bitirebileceğiniz bu kitabın gereğinden fazla abartıldığını düşünüyorum. Süslü kapağı ve büyük adı sayesinde insanların bu kitabı bu kadar sevdiğini anladım okuduktan sonra. Hiçbir şekilde abartılacak bir yanı yok. Bitirdikten sonra acaba kaçırdığım bir şey mi var diye hemen hemen bütün incelemeleri okudum ama sonuç yine değişmedi. Popüler kültür balonu bir kitap ve iyi bir pr ürünü.
Olağanüstü Bir Gece
Olağanüstü Bir GeceStefan Zweig · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2023144,9bin okunma
Reklam
364 syf.
7/10 puan verdi
·
6 günde okudu
Dişlerimi sıkarak ve sarsılarak okuduğum bir kitap oldu. Yarım bırakmayı düşündüm çoğu kez içinde yer alan cinsel motifler yüzünden. Fakat Nabokov’un Edmund Wilson’a yazdığı mektupta söylediği sözü hatırlayıp okumaya devam ettim. O söz şöyledir: “Lolita’yı okumaya karar verdiğinde, lütfen onun son derece ahlakî bir kitap olduğunu unutma.”
Lolita
LolitaVladimir Nabokov · İletişim Yayınevi · 20192,771 okunma