Bir kimse, farz, vacip ve diğer şerî hükümlerde nakli (Kur’ân ve Sünnet) göz ardı edip sırf kendi aklıyla bir şey ortaya çıkarırsa o bidat ve dalalettir.
Kesin olarak bilin ki, bidatçıyla sohbet etmenin zararı, kâfirle sohbetin zararından fazladır.Bidat ve hurafeci gurupların en kötüsü Hz Peygamber'in ashabına öfke besleyenlerdir.
Doğru akide toplum ve kişi için; mutluluk ve doğruluğa, gidişat ve düşüncenin doğruluğuna canlar ve malların korunmasına amellerin kabulüne sebep olur. Bundan dolayı Rasulullah sas Mekke’de 13 yıl boyunca, Allah’ı birlemeye ve şirk, bidat ve hurafeden arınmış bir şekilde ibadeti Allah’a has kılmayı emretmiştir.
Ne gam pür-i ateş-i hevl olsa gavga-yi hürriyet,
Kaçar mı mert olan bir can için meydan-ı gayretten?
Kedendi can-güdaz-ı ejderi olsa celladın,
Müreccahtır yine bin kere zencir-i esaretten.
Felek bin türlü esbab-ı cefasını toplasın gelsin,
Dönersem kahpeyim millet yolunda bir azimetten,
Ne mümkün zulm ile bidat ile imha-yi hürriyet,
Çalış idraki kaldır muktedirsen ademiyetten,
Ne efsunkar imişsin ah didar-i hürriyet,
Esir-i aşkın olduk, gerçi kurtulduk esaretten.
Kilab-i zulme kaldı gezdiğin nazende sahralar,
Uyan ey yareli şir-i jidan bu hab-i gafletten