Birgivi’nin Osmanlı coğrafyasındaki etkisi son asırlara kadar devam etmiştir.318 Kendi döneminden hemen sonraki asırlarda pek çok âlim tarafından takip edilse de en dikkat çekeni Arap dünyasındaki algı biçimidir. Zira bu algı gerek Selefîlik ile Arap dünyasının (Mısır-Şam) ilişkilendirilmesi gerekse Osmanlı düşüncesinin, İbn Teymiyye tesirine
Devrini yaptığı konuşmalar, verdiği dersler ve eserleriyle avucunun içine alan Birgivî, âdette olan bid‘atleri dalâletle damgalamaz aksine teşvik eder. İslâm’ın ilk döneminde zaruretler veya ihtiyaçlar olmadığı için bunların gerçekleşmediğini özellikle vurgular. Bununla beraber Kur an okurken, zikir yaparken ve duâ ederken yapılan tegannîyi çirkin bulur, raksa harâm hükmünü verir, kabirleri mescid edinmeyi oralarda mum yakmayı israf, bid‘at ve dalâlet olarak değerlendirir, kabir üzerine türbe yapılmasını vasiyet etmeyi bâtıl sayar.
Reklam
.... Hz İsa nın nüzulü, mucizeler, Deccal, Mehdi, Cessase, kabir azabı, kader, Hz Süleymanın bir gecede doksan hanımını dolaşması, Hz Musa nın ölüm meleğini tokatlaması, etin kokmasının sebebinin Israiloğularn olması, farenin hayvana çevrilen bir insan zümresi olduğu, kertenkeleyi öldürmenin sevap olması konulan bunlara ônek verilebilir. Bu rivayetler öteden beri tartışma konusu olan ha dislerdir. Dolayısıyla bunlara yönelik dile getirilen eleştiriler ve endişeler yeni değildir. Ancak bunlan önceden dile getirenlerin kähir ekseriyetini günümüzdekilerden ayıran önermli fark, hadisleri toptan reddetmemeleridir. Yani belirli alaniardaki rivayetleri eleştiri konusu yapmaları dır yoksa hadislerin bütünüyle ilgili bir sorunları yoktur. Nitekim bidat olarak değerlendirilen mezheplerin kabullerine ve çalşmalarına göz atldiğinda bu husus açıkça görülür
Kuran a ve meşhur sünnete arz
Hz Peygamber e ait olmayan Kuran a muhalif bir sözün ona isnat edilmesi en az ona ait hüküm ve hikmet ihtiva eden bir sözün reddedilmesi kadar yanlış bir davranıştır. Bu sebeple olsa gerektir ki Hanefi fakih ve usulcülerinden es-Serahsi şöyle demiştir. "Her türlü bidat ve hevanın aslı ahad haberlerin Kur'an ve meşhur sünnete arzını terk etmekten neşet etmiştir. Bazları Hazreti Peygambere ulaşıp ulaşmadıkları şüpheli oldukları halde ve kesin bilgi ifade etmemelerine rağmen bu tür hadisleri asıl kabul ettiler sonra da Kur'an ve meşhur sünneti bu asıllara göre yorumladılar. Böylece tâbi olması gerekeni metbu kesinlik arz etmeyen bir şeyi de esas olarak kabul ederek bidat ve hevaya düştüler"
İbnu’l Mübarek dedi ki:
Allah’ın zikir halkalarını arayan melekleri vardır. Bu yüzden meclisinin kiminle birlikte olduğuna bak, (meclisin) bid’at sahibiyle birlikte olmasın. Şüphesiz ki Allah onlara bakmaz.
El İbanetü’l Kübra (2 Cilt)
El İbanetü’l Kübra (2 Cilt)
“...Sözlerin en doğrusu Allah’ın kelamı, yolların en hayırlısı Muhammed’in yoludur. İşlerin en şerlisi sonradan çıkanlardır. Sonradan çıkarılan her şey bidattır. Her bidat sapıklıktır. Her sapıklık da ateştedir.” 1 “Benden sonra yaşayanlarınız çok ihtilaf görecektir. Benim ve raşid halifelerimin sünnetine yapışınız. Aman ha! Sonradan çıkan şeylerden sakınınız. Çünkü her yenilik bidat, her bidat sapıklıktır.” 2 30. Bidat-ı hasene diye bir kavram yoktur, olamaz da.1 Müslim, 867; Nesaî, 1557. 2 Ebu Davud, 4607; Tirmzi, 2676.
Reklam
Geri199
1.000 öğeden 991 ile 1.000 arasındakiler gösteriliyor.