Çaldıran Savaşı, “gaza” anlayışıyla gaza gelmiş bedenlerin kendileriyle olan savaşı; Aynı dinin aynı Allah’ına yalvaran dilleri! Farklı yorum ve fikirlere duyulan öfke ve dahası “İNCİ KÜPE”…..
1500’ li yıllarda Mısır'da “küpe” köle olmanın bir simgesiyken…İnci Küpe; Bihruze Hatun’ un çocukluğu ve yıllarca görmek istediği sevgi, Şah İsmail için imkansız aşk, Sultan Selim için gurur, Kamber CAN içinde bütün güzellikleri içinde barındıran salt bir sevgi....
Bihruze Hatunla birlikte gureba (kimsesizlerin) mezarlığına gömülen bu küpe, İskender PALA’ nın kalemiyle eşilen topraktan gün yüzüne çıkıyor....
Muhteşemdi!......
Şah ve Sultanİskender Pala · Kapı Yayınları · 202332,8bin okunma
“Ey sevgili! Hayalin gözümde, ismin dilimde, sarayın kalbimde... Peki, ama nereye kayboldun?!. Gözlerim seni arıyor, hâlbuki gözbebeğimdesin; kalbim seni özlüyor, hâlbuki bağrımın içindesin. Kaybolup gittin desem kalbim beni doğrulamıyor. Çünkü sen onun içinde bir sır gibi kaldın, hiçbir yere ayrılmadın. Yok, gitmedin, hep yanımdasın desem, gözüm beni yalanlayacak. Şimdi doğru ile yalan arasında şaşkın kalakaldım. Bir kelebek rüyası mıdır gördüğüm? Eğer öyle ise kelebek senden yana kanatlarını çırpıyor. O halde, gönlümdeki yangına şahitlik ederek şu alevlerin içinde gülümseyen, şu gözyaşıma yansıyan hayalin ne vakit kelebeğe hakikat olacak? Ateş ile su arasında kalan hasretim ne vakit dinecek? Neredesin, kiminlesin, n’eylersin bilsem!..”
Benim kaderim kef harfiyle yazılmış olmalı ki hep keder oldu.
Neden öyle oldugunu da bilmiyorum. Ben böyle istemedim.
Ruhuma uygun olup olmadıklarını sorgulamadım.
Ömer, başını önüne uzatıp gözlerinin ta içine baktı. Bihruze gözlerini kaçırdı. Heyecandan göğsü inip kalkıyor, kalbinin sesi duyulacak diye korkuyordu
... Ömer, yanında oturan kızın kulağına eğilip "Bihruze!..." diye fısıldadı, "Şimdi de kelebekler rüyalarında kendilerini sen olarak görebilmek için uykuya dalıyorlar mıdır acaba?!..."