O Allah'ın cezası pislik öyle huzursuz etti ki beni!!
Bir gün kalbine, o vakte kadar hiç düşünülmemiş bir şüphe düştü: Behlül!... Bu şüphe hiçbir olaydan kaynaklanmıyordu; onları bir gece yan yana, bir resimli dergiye bakarken görerek, kendi kendisine bu genç adamın bir tehlike olabileceğini itiraf etmişti. Fakat Behlül Bihter'den o kadar uzak görünüyor, Bihter Behlül hakkında her zaman öyle ilgisiz bir dil kullanıyordu ki ikisinin arasında bir tehlike olmasının ihtimalinden korkmak Adnan Bey'e, çirkin, utanmaksızın itirafı mümkün olmayan, kaba bir kıskançlıktan ileri gelen bir aşağılık his göründü. Kendi kendisine bir daha bunu düşünmemek için vaat etmişti. Fakat o sırada fark ederdi ki elinde olmaksızın bir his onu Bihter'le Behlül'ü görüp anlama merakına sürüklüyor. O zaman kendini ayıp bir iş yapmakla suçlayarak başka şey düşünmek isterdi.
İnsanlar tanışırken önce isimlerini söylerler, sonra ellerini uzatırlar, sonra da tokalaşıp, “Çok memnun oldum,” derler. Ne kadar sinir bozucu aslında! Düpedüz sahtekarlık, yalancılık! Dur bakalım, hemen neye memnun oldun?