Sizi çok net görebiliyorum; bedeninizin,ellerinizin hareketleri çok çabuk,kararlı,sanki sizinle yüz yüzeyim, gözlerimi yüzünüze bakmak için kaldırdığım zaman, mektubunuzun ortasında-neler söylüyorum-yangın başlıyor ve ben ateşten başka bir şey göremiyorum.
Kimi okuyorsam o oluyordum. Bir gün ölümden kurtulmak için katedrale hapsolan Esmeralda, diğer bir gün çok istediği meşhur yazar kimliğine kavuştuktan sonra bu yalan dünyadan sıkılıp kendi gerçeğine, yani denizin sularına dönmeyi seçen Martin Eden oluyordum. Bir gece engizisyon tarafından 1755 Lizbon depreminden sorumlu tutularak kamçılatılan Candide olarak giriyordum yatağıma, diğer bir gece duvardaki değişen portresiyle aynadaki yüzünü karşılaştıran Dorian Gray olarak. Bazı günler, Mersault olup, annemin cenazesinde gözyaşı dökmeyişimin hesabını veriyordum, bazı günler Bihter olup ihanetimin altında eziliyordum. Önce o kahramanların gerçekliğinin içine giriyor, sonra da onlardan biri olup çıkıyordum. Bizzat onların yerine geçmeyi başaramamışsam bile en azından yakın bir dost gibi peşlerine takılıyordum. Mümtaz ve Nuran'la birlikte İstanbul'u keşfe çıkıyor, huzuru arıyordum mesela. Ya da Kamran, Çalıkuşu Feride'yi bahçedeki salıncakta sallarken, bir köşede durup onları izliyordum. Kitapların bana sunduğu dünyayı her zaman elimdekine tercih etmiştim.
Halbuki Bihter'i sevememek, onun için telafi edilemeyecek bir zarardı; bu kadını kendi kendisine öyle leziz bir sevdanın kevserine benzetiyordu ki doyduktan sonra yine, hep içilmeye devam edilsin. Onu kaybettiği dakikadan itibaren tekrar şiddetle isteyeceğinden emindi. Behlül bu aşkta, kendi nabzı parmakları arasında, hastalıklı bir doktor gibiydi.
Kaybolan Yusuf döner Kenan’a, üzülme,
Hüznün evi yine olur gülistan, üzülme…
Ey gamlı yürek, bihter olur hâlin, şüphe yok,
Dertlerin biter, geçer bu devran, üzülme…
Bu aşk, hayatının bütün o eski aşklarından hiçbirine benzemeyecekti. Her zaman Aşklarından galip çıkarken bu aşkından mağlup olabileceğini hissetti. Bu defa her zamankinden başka bir fark vardı: o gidip Bihter’i almamış, Bihter gidip kendisini almış idi.