Elif.

84 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
16 saatte okudu
Küçük şeyler
Modern anlamda hikâyenin ilk örneklerinin “Küçük Şeyler” kitabında yer aldığını alanımdan dolayı biliyordum fakat Tanzimat edebiyatını sıkıcı bulan tarafım bu kitabı okumaya da engel oluyordu. Büyük hata! Yıllardır “Kediler” “Pandomima” gibi öykülerden habersiz yaşamışım. Başlığın içerikle uyumlu olmasına özen gösteren yazarlara bayılırım. Yazarımız buna dikkat etmiş. Samipaşazade Sezai’nin küçük şeyler derken kastettiği nedir? Sayın yazar kitabın ön sözünde der ki: “Dünyada bir zerre yoktur ki güzel yazılmak suretiyle önemli bir konu olarak kabul edilmesin. (…) En ayrıntılı, en mükemmel kitaplarda bazı küçük şeyler eksiktir ki, o küçük şeylerin edebiyat açısından önemi büyüktür.” Bu açıklamalardan da anlaşılacağı üzere o dönemde örneği olmayan bir “sıradan insan ve onların sıradan hayatları” teması bu öykü kitabı ile Türk edebiyatına girmiştir. Edebiyatta en sevdiğim yazarlar, sıradan insanı ustalıkla ele alanlardır. Ben bu sebeple kitabı çok sevdim. “İlk” özelliği taşıması, dönemine bir yenilik getirmesi de cabası. Tavsiye ediyorum. Eşi tarafından kedilere tercih edilen adam için bir dakikalık saygı duruşu ve kapanış.
Küçük Şeyler
Küçük ŞeylerSamipaşazade Sezai · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202313,4bin okunma
Reklam
2/10 puan verdi
Hayal kırıklığı
Son zamanlarda okuduğum en kötü kitap. İçinde şöyle bir cümle geçiyor: “Gusül abdesti alabileceğim kadar gözyaşı biriktir benim için.” Vay anasını reis… Klasik ve modern klasikler dışında kitaplar seçerken daha dikkatli olacağım bundan sonra. Yine de duygulara tercüman olan bir yanı vardı kitabın. Bir şeylere üzülüyorsanız, boş vaktiniz de varsa okunabilir.
Tesirsiz Parçalar
Tesirsiz ParçalarAli Lidar · Müptela Yayınevi · 20145,1bin okunma
170 syf.
·
Puan vermedi
·
4 günde okudu
Anlam Arayanlara
Viktor E. Frankl ve kitabı “İnsanın Anlam Arayışı” ile “logoterapi” kavramını öğreniyoruz. (Logos: Anlam) Logoterapi, insanın en kötü şartlara bile, yaşama dair bir amacı olduğu müddetçe katlanabileceğini çünkü kişinin bu güçle dünyada var olduğunu iddia eder. Kişi, yaşamın anlamını bulmak için içe dönme seanslarından çok amaca yönelik bir hizmet
İnsanın Anlam Arayışı
İnsanın Anlam ArayışıViktor E. Frankl · Okuyan Us Yayın · 202343 okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
479 syf.
·
Puan vermedi
·
16 günde okudu
Küçük Ağa
Alıntı: “Tetiğe basılıyor ve bir haksızlık, bir ihanet, bir suçlu veya kötü bir huyla birlikte ömürlük sevme gücü, fazilet tohumları, yararlılık, iyilik gücü de yok oluyordu.” Tarık Buğra’nın kalemine hayran kaldığımı dile getirerek başlamak istiyorum yazıma. Tarihi -bizim tarihimizi- güzel bir üslupla anlatmaya ant içmiş olmalı. Osmancık eserinde de aynı duyguları yaşadım. Küçük Ağa da ondan aşağı değildi: Ulusal bir konuyu anlatırken “evrensel” gerçeklere değindiğini hissettirdi bana iki eserinde de. Yukarıdaki alıntı da evrensel bir gerçeği yansıtıyor mesela ve kitabın özeti niteliğinde, diyebiliriz. Küçük Ağa diye adlandırılan kişi de tam anlamıyla “kendini gerçekleştiren birey”in özelliklerini taşıyordu bana kalırsa. Ders çıkarmaktan ve değişimden gocunmayan mizacı ön plandaydı. Millî Mücadele Dönemi deyince aklımıza daha çok işgalci devletlerin dört bir yandan Anadolu’ya saldırması gelir. Son zamanlarda okuduğum tarih içerikli kitaplarla bu mücadelenin, toplumda görülen fikir ayrılıklarını da kapsadığını ve bu ayrılıkların zafere giden yolda ciddi bir zaman kaybı yarattığını fark ettim. O dönemde yaşadığımı hayal edip bunun ilk etapta doğal olabileceğini düşündüm. Yine de bu ayrılıkların, kutuplaşmaların, iç hesaplaşmaların, bireysel hırsların (Çerkez Ethem’in düzenli ordu karşıtlığı vb.) bize verdiği zararları düşünüp tarihten ders çıkarmaya çalıştım! Sonuç: Kutuplaşma ne kadar uzarsa o kadar zarar verir bir topluma, işgalci devletlerin verdiği zararlardan bile daha fazla... Küçük Ağa, bu sorgulamaları size yaptıracak bir kitap. Vakit kaybetmeden okuyun, derim.
Küçük Ağa
Küçük AğaTarık Buğra · İletişim Yayınları · 201510bin okunma
168 syf.
9/10 puan verdi
Eldivenler, Hikâyeler
Uzun süredir Dünya ve Türk edebiyatındaki klasikleri bitirmeye çalışıyorum. Haliyle aylardır başka yüzyılların insanlarıyla haşır neşirim. Onları anlamaya çalışmak, o yıllarda yolculuklar yapmak çok keyifli. Fakat “Eldivenler, Hikâyeler” kitabını okumaya başladığımda şunu fark ettim: Çağımın insanını okumayı çok özlemişim. Bu kitap, özlemimin açlığını doyurdu, diyebilirim. Gündelik yaşamın sıradan insanları ve onların an’daki duyguları bu kadar mı güzel anlatılırdı. Bu sefer gelir eşitsizliği, yoksulluk vb. konular değil insanın içindeki duygu yoğunluğuyla başa çıkma savaşına şahit oldum. Basit duygular, basit insanlar ama anlatım yoğun, derin... Murathan Mungan’ın düz yazısıyla çok geç tanıştım. Tüm kitaplarını okuma isteğiyle doluyum artık. Yalnız kaldığınızda ya da konuşacak biri bulamadığınızda sığınacağınız bir liman Mungan’ın kalemi. Sana seni anlatıyor. Aynalardan kaçan sana seni... Belki çok bilinen bir eseri değil belki edebi değerini tartışacak birileri vardır ama benim içime işleyen bir kitap oldu. Her öykü birbirinden güzeldi ama tabii ki içinde ara ara bir daha göz atacağım favorilerim var: İlk ve son öykü gibi... Başka bir Mungan eserinde görüşmek dileğiyle...
Eldivenler, Hikâyeler
Eldivenler, HikâyelerMurathan Mungan · Metis Yayıncılık · 2018637 okunma