hiçbir fikir, din savaşarak mağlup edilemez. mağlup edilse dahi küllerinden tekrar doğacak teorik zemine sahipse, durdurulamaz. bir dindar, dinini savunduğunu düşünüyor ise ölümü dahi göze alır ve şehit olduğunu düşünür. kılıçlarla, silahlarla, bombalarla, eziyet ve dahi işkencelerle alamayacağınız o değeri onun içinden söküp atmanın esasen çok daha basit bir yolu vardır: kalem. bir dindarın aklına şüpheler koyarsanız, hiçbir zarar vermeden dinden ayrılabilir, hatta dinine düşman kesilip teizm karşıtlığını savunabilir. fakat ondan o imanı kılıçla almaya çalışırsanız, alabildiğiniz şey iman değil, maksimum canı olur. dolayısıyla toplar, tanklar, füzeler ve hatta atom bombaları... bunları istediğiniz kadar geliştirin, kullanacak olan asker, sizin fikriyatınıza sahip değilse, teorik zemini olmayan arzusunu pratiğe dönüştüremez. bir insam için, bir aile için, bir toplum için, bir devlet için ve hatta tüm dünya için, en değerli nimet, hazine; felsefedir. nitekim onu elinde tutamayan tarih sahnesinden silinip giderken, onun yükseldiği medeniyetlere yüzünü dönen, binler sene geçse dahi, ilham alıp yükselir.
-Bilal Taha Emiroğlu