Ruhum, nesnelerin tazeliklerine akar,
Benim ruhum, gençtir.
Ruhum bazen heyecandan kekeler,
Benim ruhum, işsizdir:
Yağmur damlalarını, duvardaki tuğlaları sayar,
Ruhum bazen yol ağzında duran bir taş gibi gerçektir.
Ben birbirine düşman iki çam görmedim,
Gölgesini yere satan bir söğüt de görmedim.
Karaağaç kovuğunu bağışlar
"Bulutlarla el ele,
Odun kulübeydi hayâlimiz.
Saçlarımız defne,
Aşkımız çam kokacaktı...
Sen çorbamı pişirirken,
Ben odun kıracaktım...
'Çamurlu ayaklarınla girme,
Çamurlu ayaklarınla girmesene!'
Diye bağıracaktın,
Kulübeye.
Ne bileyim kalbime bir gün,
Balçık balçık çökeceğini?.."
Annemin sessiz geceleri için!
Kaşan şehrindenim
Fena sayılmaz halim,
Bir lokma ekmeğim var, biraz aklım,
İğne ucu kadar da zevkim.
Annem var, ağaç yaprağından daha güzel,
Dostlar, akan sudan daha iyi