Denizcilik ile ilgili kitapların yeri bende her zaman ayrı olmuştur.Benim için hep torpilli sınıfına girerler. Ama bazı eserler var ki yazarına Pulitzer ödülü ve daha ileride de Nobel Ödülü kazandıran, onlar gerçekten de torpili hak etmeden en üst seviye sınıfından giriş yapıyorlar listeme.İşte bu kitap da onlardan birisi oldu benim için.
ÇÜNKÜ HERKES ÖLDÜRÜR SEVDİĞİNİ..
Dikkat bu bir kitap değildir!
Ve işte karşınızda insanlık tarihinin yazılmış en kederli en tutkulu ve en derin aşk mektubu.
(de profundis fransızca da derinlerden gelen demektir)
İşin ilginç yanı bu mektupların bir erkek tarafından başka bir erkeğe gönderilmesidir. Eğer bununla ilgili bir ön yargı
Kitabı okurken binlerce yıl öncesine, bozkırda atların koşturduğu, çadırların kurulduğu, kılıçların çekildiği günlere gittim hatta içinde kayboldum. İslam'la henüz tanışmamış olmasına rağmen Türk töresinin insana ne kadar değer verdiğini, Töre karşısında kağanların bile boynunun kıldan ince olduğunu gördüm. At üstünde koşturdum, ava çıktım, yoksulluğu, kıtlığı gördüm. Evdeşi ve çocukları için mücadele eden erleri gördüm. Elinde kopuzuyla Türkü söyleyen ozanları dinledim. O eşsiz şehri Ötüken'i ve Türk yurdunu gezdim. Kürşad'ı, Onbaşı Pars'ı, İşbara Han'ı, Yamtar'ı Tonyukuk'u, Ay Hatun'u gördüm. Çin üzerine sefere çıktım. Esir düştüm. Yaralandım. Yılmadım, yıkılmadım. Güreş tuttum. Ok attım, kılıç savurdum. Birde ölümlü dünyada ölümsüz sevdaları gördüm...
Bu ülkede yaşayan, ülkesini seven, her görüşten, her gencin rahatlıkla okuyabileceği şahane bir tarihi roman. Diğer eselerini okumamakla birlikte bu ölümsüz eseri bizlere bıraktığı için Hüseyin Nihal Atsız'a şükranı bir borç bilirim, saygılarımla...
İnsan yaradılışı kusurludur. En parlak yıldızların bile üzerinde lekeler vardır. Miss Scatcherd'inki gibi gözler yıldızların parlaklığını görmezler de ancak bu ufak tefek lekeleri seçerler.
"Evrenin sonsuz genişlikte ve zenginlikte tasarlanması, zahmetli yaratışın ve özgür bilincin en aşırıya vardırılmış karışımının sonucudur."
Tıpkı yaratılan bu evren gibi iç dünyası sonsuz zenginlikte, anlaşılması kimi zaman güç, içine kapanık ve gizemli edebiyatçımızın bir aforizmasıyla başlamak istedim söze. Bu kitabı ve yazarın diğer
Öyle bir kitap düşünün ki günümüzden 2400 sene önce yazılmış olsun buna rağmen içinde yazılanlar günümüzde bile geçerliliğini korusun ve kendisinden sonra gelen tüm felsefecilerin kıblesi olsun...