Sanırım, hepimiz otostopçular, rehineler, biletsiz yolcular gibiyiz. Kaderin arabası nereye gidiyorsa biz de oraya gidiyoruz.
Vagonda biletsiz sevdalar vardı. Yolcular hep kaçak ben ise tutuklu Hadi git git artık ne duruyorsun.
Reklam
60 yaş üstü kartını buldum, onu göstermeyi sevmezdin, ben o karta Aptal İhtiyar ismini takmıştım. Artık ona ihtiyacın yok, istediğin yere biletsiz gidebilirsin, havada, karada, denizde. Yaşayanlar aynı anda ancak bir yerde olabiliyorlar, ölüler ise her yerde.
Ölmüş Bir Arkadaştan Mektup
Eskisi gibi yaşıyorum, Gezerek, düşünerek.. Yalnız biletsiz biniyorum vapura, trene, Pazarlıksız alışveriş ediyorum. Geceleri evimdeyim, rahatım yerinde, (Bir de sıkılınca pencereyi açabilsem) Ah.. başımı kaşımak, çiçek koparmak El sıkmak istiyorum arada bir.
Melih Cevdet Anday
Melih Cevdet Anday
Mən əzbər bilirəm
Sən gedən zamandan içim çox yanıb Neyləyim, ayrılıq asan deyil ki... Sənin tək bir kimsə mənə inanıb, Mənə ürəyini açan deyil ki... Dərdi mənə qaldı bu ayrılığın Arzum da səninlə qaldı yarıda, Mən əzbər bilirəm mənə yazdığın,
Sayfa 29 - Firdovsi RəsulKitabı okuyor
"Pişmanlıklar denizinin biletsiz yolcusu"....
Reklam
Trende biletsiz sevdalar vardı Vagonlar kaçaklara göz yumarlardı
— Hayatıma gelenler, gidenler var ve ben yıpranan, kullanılan eskiyen bir konuk evini işletir gibiyim. Çoğu insan güzel anlarını, anılarını yaşıyor benimle, iniş çıkışlarını değerlerini, hayallerini, hüsranlarını ve ben sadece hizmet ediyorum bu yaşananlara sanki. Gidenler taziye defterini imzalar gibi satırlar bırakıyorlar yüreğime…
Sayfa 257
Baylar! Umutsuz, düzensiz ve biletsiz böyle nereye?
Reklam
BİLETSİZ DÜŞ YOLCULUĞU
bubisanat.com/posts/biletsiz-... "sanrılar başlangıcı ve bitişi olmayan uzun bir düş yolculuğu şimdi kilitsiz kapıları aralayıp dönüyoruz yuva saymıyoruz başkalarının evini
Düşler Limanı
Martılar bir başka süzülüyor semada artık Kanat çırpışlarında gördüm seni... Havada bir coşku, bir özlem, bir aşk kokusu... Çığlık çığlığa kulağımda büyürken sesler Dokunuyorsun tenime okşar bir edayla Kayalara çarpan şu nazenin su tozları gibi Her şey sen oluyor bu kısacık andan sonra Kıvrılıyorsun içimde asi rüzgarlar misali... Bu düşler limanının biletsiz yolcusu ben... Yıllar sonra çıktığım depresyon mağaramdan Seni taptaze hava gibi içime çekmek istiyorum Yadımda yalnız sen, fikrimde sen, düşlerimde sen... Peki sen ey sevgili, ben bu atmosfer içindeyken Ne zaman çıkıp geleceksin sislerin içinden Sen hâlâ dalgadaki akistesin, ötüşlerinde kuşların... Seni taşımakta işte bu gönül, ölesiye her gün Katlanarak çoğalıyorsun içimde, bil ki cana cansın Gel ki artık limandaki düşler mahşere kalmasın Uzaktaki 🥀
Huzur
Günler sonra bir gün Aldım atlası elime Gezerken gözlerim Vizesiz, biletsiz, valizsiz Sordum kendi kendime Huzur nerede? Ve cevap geldi İçinde bir yerlerde...
Sayfa 74 - Liman YayıneviKitabı okudu
Kalbimin tik tak sesi uzun gecenin kısa hüzmesi Yoğundur saat sesinin yankısı bakıma muhtaç bir bedevi gibi ince yolun yaşam uçurumu parmak ucunda başlar yolculuğu Beyaz önlüğün izidir hayat yazılan kaderin mühürlendiği dünya çıkmaz bir yolun kıyısında gezip dolaşan tarihine mükerrer geçmez şanın El vermez lisanım yazılanın ötesinde biletsiz yolculuğun sonu özgürlük Ölmez fikir toprağın bedeni sardığı an gözleri ve yüreği mührünü vurunca imzası aklın eleğinde sözcük dimağın mertebesinde seyyah Atar imzasını gecenin kalbinde gölgesinde kalınca kalemim 18.02.2024 Sinan Gürbüz
Ne kaldı o yükselişlerden. Kalan ne Gökyüzü kayalıkları durdurdu beni Kayalar mıydı, yoksa Sessizliğirnden ve kaburga kemiklerimden Çatılmış bir gökyüzü müydü, neydi Sinema biletsiz bir akşamüstü vaktiydim. Ufukta İşte diye bir şey yok