116 syf.
·
Puan vermedi
·
1 saatte okudu
Öncelikle bu kitabın içeriğini belirlemek ve içerikteki argümanların toplanması oldukça zor bir iş. Büyük bir emek, hırslı çalışma ve iyi bir takım çalışmasının ürünü olmuş. İyiki oluşmuş bu kitap. ''Yoldan geçen yabancı, gülme gördüğün zaman İçinde köpek yatan bu mezarı. Efendim ağladı ardımdan, kendi eliyle gömdü beni, Kendi eliyle yazdı taşıma bu satırları. '' bu mısra da beni baya etkiledi. Şiir seviyorsanız muhakak okumalısınız. Şahsen şiirden pek hoşlanmadığım için öyle aman aman bir etki yaratmadı bende. Ha unutmadan bu etkiyi yaratamamasında bilge karasu ve tunç tayancın bir etkisi yok. Bilge karasu burada sadece bir çevirmen =)
Şiir Çevirileri
Şiir ÇevirileriBilge Karasu · Metis Yayıncılık · 2014321 okunma
Aslında hiç istemediği halde herkes gibi davranmak zorunda kalan ve bunu sürgün edilmekten, dışlanmaktan, elindekileri yitirmekten korktuğu için yapan insanlara değil; ‘ardından kırk köpek havlamayan kurda kurt demezler’ diyerek sürgünlere ve ihanetlere aldırmadan yaşamayı bilen insanlara öykünüyorum…
Reklam
Uyup kafamın cinlerine Hayvan masalları yazdım. Başka kahramanlarla belki de Bu kadar ün kazanamazdım. Benim şiirlerimde kurt, köpek Tanrıların diliyle konuşur; Her hayvan bir kılığa girerek Türlü adamlar olur.
Sayfa 355
Üzerinde ”EN GÜZELE” yazılı, altından bir elmayı, şölenin yapıldığı salonun ortasına bırakıverdi. Doğal olarak bütün tanrıçalar, bu elmaya sahip olmak istediklerinden uzun tartışmalar oldu. Sonunda üç büyük tanrıça dışında diğerleri çekildiler. Ama kudret tanrıçası Hera, zekâ tanrıçası Palas Athena ve Aşk tanrıçası Afrodit elmaya sahip olmakta
"Bak Antonio, iyi dinle, Seni severim ve şimdi sevgim konuşuyor: Bazı insanlar vardır, suratlarına, Durgun suların yüzünde olduğu gibi, Bir tür örtü takınırlar; İnatçı bir suskunluk örtüsü. Böyle yapmakla sanırlar ki, başkalarına, Akıllı, ciddi, keskin zekâlı görünecekler. Sanki, “Ben bilgiçler bilgiçiyim; Ağzımı açtığımda, hiçbir köpek havlamasın, Der gibidirler. Oo, Antonio, ben öylelerini bilirim ki, Sırf konuşmadıkları için bilge tanınırlar. Ki, hiç kuşkum yok, ağızlarını açsalar, Onları dinleyip de “budala” demekten Ve lanetlenmekten kimse kurtulamazdı. Neyse, gerisini başka zaman anlatırım. Ama şu “şöhret” denen minik balık için Melankoli yemiyle avlanmaktan vazgeç."
Gılgamış destanında Nuh tufanı
Gılgamış, sana gizli bir şey açayım. Tanrıların gizini söyleyeyim: Şurippak, senin bildiğin bir kent, Fırat’ın kıyısındadır. Bu kent çok eskiden varken, tanrılar bu kentin yanındaydılar. Tanrıların aklına bir tufan yapmak geldi. Bunların babaları soylu Anu, hükümdarları yiğit Enlil, büyük vezirleri Ninurta, su yolcuları Ennagi ve Bilge Ea
Reklam
406 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.