"Söz uçar, yazı kalır" diye bir söz vardı..
"Her türlü iyi söz kitaplarda bulunur Yazıldığı için unutulmaz, kalır Yazmasalardı kitapları yazanlar Bu hikmet ve bilgiler nasıl bilinirdi Yazıp bırakmasalardı bilge ve bilginler Bizden öncekilerden kim söz edebilirdi İnsanlar arasında yazı olmasaydı Dilin söylediğine kim inanırdı.."
Okuduğumuz kitapları çabuk unutuyor olmamızın sebebi de budur işte. O kitabın üzerinde demlenilmemişse, düşünülmemişse, içsel muhakemesi yapılmamışsa, içeride fikir mesaisi harcanmamışsa, enine boyuna bir iç süzgeçten geçirilmemişse uçar gider. İçselleşmeyen bilgi bir işe yaramaz.
Reklam
“Okuduğumuz kitapları çabuk unutuyor olmamızın sebebi de budur işte. O kitabın üzerinde demlenilmemişse, düşünülmemişse, içsel muhakemesi yapılmamışsa, içeride fikir mesaisi harcanmamışsa, enine boyuna bir iç süzgeçten geçirilmemişse uçar gider. İçselleşmeyen bilgi bir işe yaramaz. Bu yüzden çok kitap okumak, “Haftada iki tane üç tane bitirdim!” diye övünmek sayı fetişizmine düşmekten başka bir şey değildir. Ayda bir kitap okuyup üzerine demlenmek, haftada beş kitabı okuyup unutmaktan daha evladır.”
Okuduğumuz kitapları çabuk unutuyor olmamızın sebebi de budur işte. O kitabın üzerinde demlenilmemişse, düşünülmemişse, içsel muhakemesi yapılmamışsa, içeride fikir mesaisi harcanmamışsa, enine boyuna bir iç süzgeçten geçirilmemişse uçar gider.İçselleşmeyen bilgi bir işe yaramaz.
Dem,
Sessizliğin içindeki sesi duymaktır, dem bilgiyi sınamaktır, sorgulamaktır, üzerine düşünmek, ölçüp tartmak, kullanmaya hazır olmayı beklemek hatta hazırlanmaktır. Dem, bir kitap okuyup üzerine de uyku uyumak değildir. Hikâyeyi yaşamaya devam etmektir, sonsuz olasılıkları üzerine derin muhakemeler yapmaktır, hikâyeyi anlamaktır... Üstelik onaylasan da onaylamasan da hiç yargılamadan anlayabilmektir. Okuduğumuz kitapları çabuk unutuyor olmamızın sebebi de budur işte. O kitabın üzerinde demlenilmemişse, düşünülmemişse, içsel muhakemesi yapılmamışsa, içeride fikir mesaisi harcanmamışsa, enine boyuna bir iç süzgeçten geçirilmemişse uçar gider. İçselleşmeyen bilgi bir işe yaramaz. Bu yüzden çok kitap okumak, "Haftada iki tane üç tane bitirdim!" diye övünmek sayı fetişizmine düşmekten başka bir şey değildir. Ayda bir kitap okuyup üzerine demlenmek, haftada beş kitabı okuyup unutmaktan daha evladır. Ama acelecilik, sayı fetişizmi, sabırsızlık ve sonuç odaklılık sürecin sağlayacağı kalıcı katkıyı ne yazık ki zedeliyor.
Sayfa 25 - Destek yayınlarıKitabı okudu
_Kadın olsam hayat kadını olurdum. _Bir çiçeğe konan kelebek olmaktansa, bir boka konan sinek olmayı tercih ederim. _Kelebeklerin ve arıların arzuladığı bir çiçek olmak varken, sinekleri cezbeden bir bok parçasıydım. _Beni soğuk, kibirli, ukala falan bulduysanız sizi sevmemişimdir. Sevdiğime kedi gibi olurum ben. _Yeterince dürüstsen, fazlasıyla
Reklam
21 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.